Yom sanat dergisinin kapağı için bir göstergebilim denemesi

Yom sanat dergisinin kapağı için bir göstergebilim denemesi//Gösterge Avcısı Yom yeni sayısını(ocak-şubat 2005-22) göstergebilime ayırmış. İçinde göstergebilimle ilgi birbirinden güzel yazılar yer alıyor. Derginin kapağına ise Derrida’nın fotoğrafı konmuş. Derrida’nın kapağa taşınmasının sebebi nedir? İlkin şöyle düşünülebilir, derginin dosya konusu madem göstergebilimdir, o zaman bu konuyu akla ilk getiren isim kapağa konulabilir. Bu ihtimallerden bir tanesi. Dolayısıyla Derrida fotoğrafı göstergebilimi çağrıştıracak, göstergebilim konusu da Derrida’yı. Böylece kapak göstergesi işlevini yerine getirmiş olacak. Halbuki böyle bir şey yok. Derrida deyince kimsenin aklına göstergebilim, göstergebilim deyince Derrida gelmez. Derrida’nın bu alanı tam anlamıyla temsil ettiği düşünülmüş. Halbuki postyapısalcılık, ya da daha alt bir kavram olan yapısöküm deyince aklımıza Derrida geliyor, gelmeli. Dolayısıyla ortada gösteren ile gösterilen uyuşmazlığı var. Peki bu Derrida göstereni neyin gösterilenidir ki? Ya da Derrida fotoğrafı neyi gösterir? Derrida, ünlü bir filozof, bir entelektüel. Herkesin dilinde, zihninde yer etmiş; etmemiş birçok kişinin de zihninde yer etmesi uğraştığı bir isim. Yer etmesi için yapılan uğraşın sebebi şu: Zihninde ya da dilinde Derrida ismi yer etmiş kişi, entelektüel düzeyi yüksek sayılır. Herkes bunun az buçuk bilincindedir. Böylece dergi kapağında yer alan Derrida göstereninin gösterileni de yom dergisinin kendi düzeyini ortaya koyma isteğidir. Yoksa göstergebilim dosyası değildir. Peki böyle bir isteğin bir gösterilen olarak ortaya konmasının gösterileni nedir? Ya da böyle bir istek neyi gösterir? Böyle bir istek tabiki yokluğu gösterir. Çünkü hiçbir kimse kendinde olanın ihtiyacını hissetmez.Bu yokluk acaba derginin istenen düzeyden yoksunluğunu mu(böylece dergi bu fotoğrafla bu eksiğini gizlemiş olacak), yoksa derginin düzeyinin fark edilmesi beklentisini mi(böylece, bakın biz dilimize kimi dolamışız, zihnimiz neyle meşgul), ortaya koyar?

Posted in: yom | Tagged:

Şiir Ne Şair Kim


“Kendilerini Tanrı sanıyorlar.. ama satıyorlar da.. yaşam herkes için çok zor.” -A.Camus- Yukarıdaki epigraf bizim yüklediğimiz anlamıyla kültür endüstrisinin lokal bir çözümlemesi olarak algılanmamalı.Hatta böyle bir mekanizmanın işlerliğinden bahis açabilmek bile Donkişotvari bir sataşmanın gülünçlüğüne sürükleyebilir iddia sahibini.Yazınsal erk,yazınsal saygınlık,yazınsal ödünsüzlük siyasal olarak da iktisadi olarak da ideolojik olarak da Continue reading

“Şehirdeki İzlerimiz” Ondaki Hayal ve Hatıralarımızdır

Adem Ertan 

 -I- Herhangi bir şeyin gönüllü parçası olmaktan tutun da onu sahiplenmeye kadar varan aidiyet yelpazesinin tam ortasına, “merkez hattı”nda sizce ne olmalı?Hangi olmazsa olmaz özellik olmazsa insan kendisini bir yere ait hissedemez de kendisini orada hep bir misafir, hatta…hatta bir sığıntı olarak görür? Bence bu sorunun, aidiyet yarasının veya daha doğru bir ifadeyle “aidiyet yokluğu”nun varlığı, hayal ve hatıra yokluğu ile paraleldir. Continue reading