‘Pamuk ve Nobel’in Yapısökümü

Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasından sonra, bu ödüllendirmeyle ilgili pek çok yazı yazıldı. Bunlardan biri de Hilmi Yavuz’a ait. Yavuz’un Zaman’daki yazısı diğer yazıları gibi çok ilginç.
    Hilmi Yavuz bu konu hakkındaki görüşlerini, kendi deyişiyle,  bu  konudaki  "övgü ve yergi histerileri"nin sonuna bırakmış. İyi ama "övgü ve yergi" histerilerinin bittiğini kim söylemiş. Yavuz’un bu histeriler içinde olmadığının garantisini kim veriyor hem. Öteki yazarların yazıları histeri ürünü olmasına rağmen, Hilmi Yavuz’unki niçin bunun dışında? Continue reading

Tasfiye 9. Sayı



Edebiyat ve Düşünce Dergisi Tasfiye, 9. sayısında yine sorgulayan,
duyarlılıklarını açıkça ortaya koyan bir sayı ile okuyucularıyla buluştu.Dünyayı kasıp kavuran zorbalıklara, zulümlere karşı nerede durulması gerektiğinin işaretlerini sunan Tasfiye Dergisi, ilk sayısından bu yana değişmeyen çizgisiyle yerini pekiştirmeye devam ediyor. Continue reading

Zarifoğlu Şiirinde Kökler Üzerine Bazı Dikkatler

 

 "Can kamaram

Yalnız göğsüm değil

Hayat var kaçıp bıraktığım zamanlarda da

Ölmek koşup varmak mıdır oralara"

Anlamla ilgili klişe söylem ve kaygıların Zarifoğlu şiirini sorgulamada merkez alınmasının, Şairin de bıkkınlık getirip içten içe küçümsediği bir ilgi kaymasının etrafında döndüğünü biliyoruz.Esasen bir şiirden nesnel ve ortak bir anlam Continue reading

Hilmi Yavuz ‘Zaman’ı

Zaman gazetesinin eki olan "Kitap Zamanı'nın yeni sayısı(Sayı 9
02 Ekim 2006
) yayımlandı. Zaman gazetesinin kültür sayfasına Hilmi Yavuz müdahalesi çok açık görülüyordu. Şimdi ise kitap ekinde bu müdahaleyi ayyuka çıkmış şekilde görebiliyoruz. Yavuz pervanesi bildiğim üç isim(başka isimler de olabilir yani) bu sayıda yerlerini kapmış. Hilmi Yavuz'un klasik tavrı bu. Kendi etrafında yuvalananları beslemesini iyi biliyor. Bunu hiç ödülsüz bırakmıyor. Zamancılar da böyle bir müdahaleyi kendi duruşlarına(var mı böyle bir şey!) yedirebiliyorlar aynı zamanda. Belli ki onların da bundan aldıkları bir nasip var!

Aynı müdahaleyi TRT2'de yapılan programında da yapıyor Yavuz. Kendisiyle irtibatı olup da hiçbir zaman kendi imkanlarıyla devlet televizyonunda programa katılamayacak insanları(Yavuz'un taşra şubeleri) TRT2'deki programına çıkarıyor. Ne kadar pervane olursanız o kadar nema alıyorsunuz işte! H.Yavuz bunları düşünerek son kitap falsosunda 'ahlaki tavır'dan bahsediyor, söylediklerini ahlaki bir gerekçeye dayandırıyor. Tabi bu Hilmi Yavuz ahlakı olarak!

Son olarak o pervanelere şunu diyebiliriz: Biraz daha gayret arkadaşlar sizi de Türk Edebiyatının o iğrenç sayfalarına yazmaya az kaldı.