Yasak meyve 28 ve görsel şiir

Yasak Meyve 28 ve görsel şiir

yasak meyve dergisinin 28. sayısısı çıktı. bu sayının dosya konusunu ‘görsel şiir’ oluşturuyor. dosya konusun görsel şiir olması gayet iyi oldu. bu alanda daha fazla yazıya ve çalışmaya ihtiyacı var türkiye’nin. tabiki yazma kadar okumaya da ihtiyacığımız var bu alanda. ihtiyacı poetikhars ve bununla ilintili siteler, bugüne kadar büyük bir performansla sağlamaya çalıştı, çalışıyor. ama oradaki yazıların istenen düzeyde okunup üzerine düşünüldüğü, kafa patlatıldığı söylenemez. bu işin de meşhur türk tembelliğine ve birikimsizliğine rastgeldiğini söyleyebiliriz. Continue reading

O, Başkası Değildir! Ah Muhsin Ünlü’nün Şiirini Anlama Denemesi

O, Başkası Değildir!

Ah Muhsin Ünlü’nün Şiirini Anlama Denemesi

                                                                                             

 

Şiirde, kişisel farklılığı yakalayan bir şair Muhsin Ünlü. Bu onun en özgün yönü kanımca. Şiirlerinde bu olgu, anlamı kendine ait kılmış izlenimi vererek, iletişime kapalı bir duruşu akla getirebilir ki bu asla doğru değildir. Bu ifade ile tersi bir anlamın varsayımını da kastediyor değiliz. Nedir kişisel farklılığı yakalamak? Çıkarsamalar yaparak açıklamaya çalışalım: Bir ustanın gölgesinde şair olma heveslileri gibi kendisini ustasına kanıtlamak üzere şiirler yazmadığı ortada. Yine, İsmet Özel’in Rönesans döneminde başladığından söz ettiği “bir güzel söz sanatı, ‘ifade-i meram’ türlerinden” şiirlere de rastlamıyoruz onda. Şiir ortamında çoğunlukta olan fakat Muhsin Ünlü’de olmayan bu ve benzer alışkanlıklar bilinçli bir biçimde elenince, farklılığın, Muhsin Ünlü’nün birey-oluşundaki ısrarından kaynaklandığını açıklıkla görme imkânı buluruz. Kendinde olan yahut kendileşmiş sözdür onda şiir. Çünkü o, başkası değildir. Continue reading

Ergin Günçe’nin Şiir Irmağı

ERGİN GÜNÇE’NİN ŞİİR IRMAĞI(*)
 
"Aklımla ben birbirimizi oynatıyoruz

Tarlam yağmura, esintiye, deliliğe açıktır"
 

İlk bakışta çağrışım düzeyinde bir şiir olarak ortaya çıkıyor Ergin Günçe’nin şiiri. Yukarıdaki iki dizenin uyardığı yansılar da " kolay kolay ulaşılamayacak pırıltılı bir zekânın, engin bir hayal gücünün " işaretlerini veriyor, Ülkü Tamer’in söylemiyle. Gencölmek ve Türkiye Kadar Bir Çiçek’teki şiirler, mezkur dizeler gibi daha nicesinin kapsandığı, sözün akışkan damarının somutlandığı kavşaklar. Continue reading

ANIMA MUNDI: İsmet Özel’in Poetika Sözlüğü

ANIMA MUNDI:

İsmet Özel’in Poetika Sözlüğü (*)
 

“Dünyaya ne halimiz varsa görelim
diye gelmedik; dünyaya gelişimiz
halimizin ne olduğunu öğrenelim diyedir.
Şiirle halimin ne olduğunu merak ettiğim
için meşgul oldum” İ.Ö.

 

Açıcı Olmalı Şiir: Günümüz Türkiye’sinde yayın alanını kaplayan şiirleri önceden hazırlanmış ve defalarca uygulanmış formüller içinde kalan, tanımlanabilir ufuklar içinde kalan ve en önemlisi bir başka yazılı metne ‘tercüme edilebilir’ cinsten şiirlerdir. Oysa ülkemiz Batılılaşma sürecine girdiğinden beri şiir hayatımızdaki yerini edebiyat ve toplum meseleleri karşısında açıcı (Arapçası fâtih) olmakla kazanmıştı. Bugün yine bizim için önemini koruyacaksa, bize yeni bir bilinç alanını açmakla bunu başarabilir (2006; 42, 43).(**) Continue reading

TROPİKA: Lale Müldür’ün Poetika Sözlüğü

TROPİKA:

Lale Müldür’ün Poetika Sözlüğü (*)
 

Ahmet Güntan: Camlı bir köşkte, kendini kalbinden vuran şair (38).

Geometrik bir zekâ, bir mimar bakışı belki, olağanüstü yapı dizeleri. Nietzsche’ye göre; mimar ne Dionizyak’tır, ne Apollonisyen. Artistik dışavurum arayan, dağları yerinden oynatan ‘Güçlü İrade’yi temsil eder. Gurur, ağırlık ve yerçekimine karşı zafer ve güç sistemi kendini bir yapıda görünür kılar. En yüksek güç ve güvence duygusu, ifadesini ‘görkemli stil’de bulur. Kendini ispata çalışmaya bir güç, hoşa gitmeye çalışmaktan hoşlanmayan, kendi içinde dinlenen, yasalar arasında bir yasa: görkemli bir stil’le kendinden konuşan şey…İşte budur (39). Continue reading

Altay’dan Gelen Yiğit

 

Gülün bitiği yer bizim ev polis tanık

Dökülen yapraklar, sokak kavgası

Son akın, son savaşçı

Vatandaş Rıza, öğretmen Kemal,

Ölüm görevi babamın suçu!

 

 

İstanbul sokaklarında sevgilim ve gururum

Emanet serseri yedi bela su!

Yaşadıkça -Gırgır Ali- bin defa ölürüm

Yaşadıkça -merhamet- sarışın tehlike

Erkekçe, delifişek, Cibali Karakolu!

 

 

Sıkı dur geliyorum küçük dostum rüzgâr

Üç tatlı bela: pusu, takip, kelepçe!

Oyun bitti idamlık göklerdeki sevgili

İki cambaz tek başına kriminal porno

Eski silah, şişeler, çılgın dersane!..

 

Oyun bitti yanaşma gök bayrak vahşi gelin!

Önce vatan babacan intikam benim!!!!!!!!!

 

 

Yerinden Edilmiş Aşk – Şarkdemir’in Yerçekimi Bilgisi Şiirini Yorumlama Denemesi

Türk şiiri, içinde bulunduğu zamanın maddi koşulları başta olmak üzere bilinç ve algının değişimine bağlı olarak yeni deneyimlere kapılarını iyice açacağa benziyor. Serkan Işın’ın şiiri barkot-bonûs ile birlikte düşünme çabası işin bir yanında yer alırken, Muhsin Ünlü’de gözlemleme imkânı bulduğumuz kesintili, şizofren bilinç deneyimleri bir başka gösterge olsa gerektir. Continue reading