Rutubettar Parantezizm

                                                                        -Ece Ayhan'ın Anısına

Şaşı gözlerin yüzü güzelleştiren şaşkınlığı şimşekleyince cüzdanımızda
       
Son ayinler yüzyılı –mesiyanik mızıka- gönenir abiler/ kara
       
Sol hegelci kızlarla yuhalanmış çelik nefesli mayıs
       
Her nefeste her birimiz ibni batuta / kara
       
Her nefeste bakır çağı sloganlarla doğduğumuz günün sonunda
       
Kapanan parantezin ölüye övgüsüne dökülürdük
       
Şehre inen sular kimimize inmiş kimimize inmemiş olurdu abiler 
       
Siz nasi, siz hat, siz serhat türküleriyle yorgunluğumuzdunuz / kara
       
Ne söyleseniz azdı bizden kuru kalanlara
Continue reading

Çılgın Türkçü’nün K Günlüğünden

Çılgın Türkçü’nün K. Günlüğü’ünden
                                                                              "Harun Yavruoğlu’na"

Şarkılar, popçular, hiphopçılar unutmamaya yeminli gibi beni.

Yeminli gibi unutmamaya ağzı kara karanlıkta Galata’sıyla İstanbul’u…

Ey, düşlerin el verdiği işler cümlesi! Ey, Okyanus kızı Marmara’yı denizliğin şerrinden yalıtıp rüzgârsız tüller boyunca fenafillahına kavuşturmak keyfiyeti.

Nedendir taşın ve tarihin beyazıma değince gülümsemesi?

                                                        Zaman iyice kısaldı çağımda!

  Continue reading

Mahkeme Kitap’ın Dolayımında Ahmet Güntan’ın Poetikası

Bir + on şiirlik performans: Mahkeme Kitap. Cümle ile başlıyor “savunmalar” serisi ile bitiyor. Her ne kadar özden ayrı düşünmek güçlüğü olsa da biçimselliği, bir bakıma, önde bu şiirlerin. Birbiri ardınca sıralanan “savunmalar” bir deneyselliğe işaret ediyor ki bunlara takılıp kalmak bana gereksiz gözüküyor. “Meselesiz biri değilim” diyen bir şairin eserindeki poetik deneyimine vakıf olmak esaslı bir tercih olarak öne alınmasını gerektirmekte zira. 

Baudelaire üzerine kaleme alınmış ünlü bir denemesinde Walter Benjamin, Kötülük Çiçekleri bağlamında Baudelaire’in, lirik şiir okurken güçlüklerle karşılaşacak okur kitlesini göz önünde bulundurduğunu; buna sebep olarak da okur düzleminde başarı kazanma şansı daha baştan az olan bir kitap yazdığını söyler. Bu tarz, “genelde şiir” varsayımına karşıdır ve “genel okur” gibi piyasa kokan davranışları da reddeder. Güntan da, toplumun şiire ayırdığı yerde gezinen şaire hoşgörüm yok, diyor. Bir yerde, bu tarzı benimseyen şairlerin ya kendisi ile okuru arasında dünyada oluş paydasında bir koşutluk varsayılır ya da okurunu şairin oluşturması gibi güç bir tercih söz konusu edilebilir. Bu durum, bir müzik eserini dinleyen iki suskun kişinin aynı yöne bakması, aynı nesnede buluşması neyse odur bir yerde. Şiir için mesele bu kadar güç olmasa da zorluk derecesinden söz edilmesini gerektiren sebeplerin bulunduğu açıktır. Benjamin’in Kötülük Çiçekleri için ileri sürdüğü görüşleri ben Mahkeme Kitap için de geçerli görüyorum kısaca. Continue reading

Yasakmeyve 29

William Blake’in 250. doğum yıldönümü için hazırladığımız dosya Ilgın Yıldız ve Bülent Usta imzasını taşıyor.  Ilgın Yıldız, Tozan Alkan, Gülseli İnal, Halim Şafak, Müslüm Yücel ve Emel Aydın’ın yazılarıyla farklı uçlara doğru genişleyen dosya, Blake şiirinin kökenlerini ve günümüz şiirine olan etkilerini yeniden gündeme getiriyor. Continue reading

Şiir, Şair, Gizem

Şiiri önemsemek, şiiri adına düşünmek, poetika merkezli bir şiir alt yapısı oluşturmak; sağlam bir şiir dili geliştirebilmek için önemli adımlardır. Şiir, okudukça kendini geliştiren bir sürece sahip olduğu için şiir adına bir şeyler yapmak için harekete geçecek kişinin öncelikle “kendinden önceki” şiiri çok iyi bilmesi gerekir. Şiiri merkeze alan bir edebiyata yönelirken kişinin; kelimenin ruhuna süzülebilmesi için fonetik yapıdan, şiirin biçim özelliklerinden, imgeden,  farklı düşünme ve algılama yetisinden uzak durmaması, şiiri adına ve şiir geleceği adına önemli değişmezler arasındadır. Continue reading

Bu Kal’anın Müdafaası Bende Coşkudur

Sevinç bende nöbettir ben buna olumlu bakarım
Şeceremde uçurumlar bulunmaz sessizce ölmek vardır
Zirveler aşarım efkarın aşılmaz duvarları yıkılır yıkılsın
Zaman içre yalnızım gürültüsüz yaşarım ama bundan ne çıkar
Ne çıkar ıssızlığıma balta vursanız!Bedrin hilaline ölürüm ben!
Henüz akıl almaz ülkesine girmedim yağmurun
Zatıalinizi hususiyetle hayatımdan kovarım.
  Continue reading

M.S.2007: Ortadoğu

Sancılı varlığıma yağmur yağardı
İki ayrı sesle parçalanmış bir kimlik taşırdım
Bozkırın ufku yoktu
Ufkum bir kadının ufkuydu bir insan varlığının
Ben işte oradan geliyorum
Parça parça büyümekten
Parça parça konuşmaktan
Çarpa çarpa savaşmaktan geliyorum.
  Continue reading

Şiirde Anlam Arayışları

1.Şiir,Düşünme Edimi ve Gündelik Hayat
 
     Şiir,gündelik hayata açıklık kazandırabilir.Şiir dediğimiz insan uğraşı,gündelik hayattan ayrı ve bağımsız bir oluşum süreci değil.Bir demirin halkaları gibi iç içe ve bütün.Parçalanmış bir şuurdan bütün bir şuura ulaşmak istiyorsak şiir uğraşına da bütüncül bakmalıyız. Continue reading

Oysa Ben Oturup Bir Aşk Şiiri Yazacaktım

Ağırdan gelişi,suyu bardağı masayı ele alışı vardı
Yürüyüşü vardı onun bir ömür verilecek
Şimdi oturup ağır şeyler konuşmalı artık
Bu savaş bitmeli oturup dualar etmeli Allah’a
Allahım dünyanın yüzü çok çizildi,demeli mesela
Dünya çok hırpalandı,çocuklar gözyaşlarıyla akraba oldular
Şiddet geldi dikildi hayatın karşısına
Bıçak kemiğe dayandı
Şiir geldi durdu kadının karşısında
  Continue reading

İnsanı Aşan Kan

 
yıl:2007,kanı kutsadı insan,bir eprimeydi,bir çürüyüş belirtisi
insan konuşmak için evlere sığındı bir yalnızlık ağrısından bir akıl
                                                                                      ağrısından Continue reading