Altın Portakal’lı Cevat Çapan’ın Şiiri

cevat_capan“Antalya Kültür Sanat Vakfı tarafından her yıl bir şairimize Altın Portakal Şiir Ödülü veriliyor. 12. yılında ödül, “Bana Düşlerini Anlat” adlı eserinden yola çıkılarak Cevat Çapan'a değer görüldü. Altın Portakal Şiir Ödülü verilen şairin şiirlerinin değerlendirildiği sempozyumda sunulan bildiriler kitap olarak yayımlan”dı. “Cevat Çapan Şiiri ve Bana Düşlerini Anlat” adıyla yayımlanan kitap, İkaros Yayınları tarafından basıldı. Continue reading

Korkulu Acemilik

Turgut Uyar'ın 703 sayfalık Korkulu Ustalık kitabının YKY'deki tanıtımında şöyle bir ifade var:

"Şair, Abdülhak Hâmit’ten Yahya Kemal’e, Nâzım Hikmet’ten Orhan Veli’ye, Oktay Rifat’tan Metin Eloğlu’na, ele aldığı şairin 'bir şiiri'nden yola çıkarak, 'yol'u kendinden önce yürümüşlerin ve birlikte yürüdüklerinin, neyi-nasıl-niye yaptıklarına bakıyor; bizim için." Continue reading

Hudayinabit İçin İlk Okuma Notu

Hudayinabit, Süleyman Çobanoğlu'nun ikinci şiir kitabı. Ekim 2009'da Profil şiir dizisinin sekizinci kitabı olarak yayımlandı. Cemaatçi edebiyat çevrelerine sevinç çığlıkları attıran kitapla iki buçuk ay gibi -bu zamanda kusur sayılması lazım gelen- mühim bir gecikmeyle karşılaştık. Adını beğendim. Hudayinabit, mevcudiyetiyle hayret duygusuna neden olan, kendi kendisine yetişmiş bitki, ağaç gibi şeyler için kullanılan bir sözcük. Bu kendi kendinelikte Huda'nın, yani Allah'ın ektisi gözardı edilmemiş olsa gerektir. Hudayinabit sözcüğünü insana uyarladığımızda muhtemelen, insanın yaradılıştan gelen mucizevi tabiatına (fıtrat) dikkat çekilerek, kimsenin boş olamayacağı anlamı çıkarilabilir. Dolayısıyla kitabın adı eğer şiirlere etkin bir paydayı imliyor ise hayret duygusu, yanı sıra hikemiyat ikliminden pek şaşmayacağız demektir. Continue reading

KORKMADAN DÜŞMEK HAYATA: Turgut Uyar’ın Poetika Sözlüğü

Haberleşme olanaklarının bunca geliştiği, propagandanın bunca etkili olduğu bir dünyada, şiiri, kendi hareket alanı içinde düşünmek gerçeğe daha uygun olsa gerek.”

 


 

Hataya düşmekten korkuluyor ve kişilikten kaybediliyor.”

 


1940 Kuşağı: 1940 kuşağı, yalınkat bile olsa savaşın şiirini yapmıştı. 1946'dan bu yana, bir savaş sonu psikolojisi bütün belirtileri, bütün öğeleriyle davranışlarımıza hakim olmuş ve bir bakarsanız süreklilik bile göstermeye başlamıştı (440). Bkz. Garip Anlayışı; Orhan Veli.

 

 

Abdülhak Hamid: Türk şiirindeki yenilikçilerin en gözü pekidir o. (..) O, Türk şairinin yüz yıllık bilinçsizliğinin, yanlışlıklarının ve cesurluğunun kesin açıklamasını taşır (597). Continue reading

Okuyucuyu Şiirden Koparan Şairler Tartışıyor

Moderatör: Fethi Naci.

Konu: Yazdığınız şiirin okurdan koptuğu, şiir okuru sayısını gitgide azalttığı, şiire ilgiyi gevşettiği ileri sürülüyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Şairler: Ece Ayhan, Cemal Süreya, Edip Cansever, Ülkü Tamer, Ahmet Oktay, Turgut Uyar.

Yıl: 1967.

Yayın: Ant. Continue reading

Yasakmeyve 8 Yaşında!

Yasakmeyve, “Şair ve Okuru” sayfalarının bu sayıdaki konuğu Emirhan Oğuz. 1988’de yayımlanan “Ateş Hırsızları Söylencesi” adlı kitabından yirmi yıl sonra kitap yayımlayan şairle Şeref Bilsel, Özcan Erdoğan, Cenk Gündoğdu, Betül Dünder, Erol Özyiğit, Onur Behramoğlu ve Bâki Ayhan T. söyleşti… Ayrıca, Faris Kuseyri “Ateş Hırsızları Söylencesi”yle kesişen bir yaşamın notunu düştü yazısıyla… Continue reading

Şiirsizlik Nasıl Yıkılabilir?

Ali Özgür ÖZKARCI'nın Heves/24'teki Yazısından Alıntı:
(…)

“2007'den sonra (..), bu şiirsiz topluma şiirin geri dönüşü, şiirin politika vazifesini geri kazanmasına daha çok ihtiyaç olduğu gerçeğiyle örtüşmektedir. Peki, bu politika ne olmalıdır?

“Günümüzde şiirin politikaya değidiği nokta, vicdanın şiirleştiği noktadır. Ömer Şişman'ın “Yerini Bulmayan Bir Z Raporu”, Mehmet Öztek'in “bu bir teklif mektubu değildir”, Efe Murad'ın “Poşet İçinde Globalleşme” şiirleri günümüzde ezilenin şiir dilinde nasıl ifade edileceğini, bu vicdanı apaçık göstermektedir. Continue reading

Şiir İnatçı Mıdır?

Taraf Gazetesi'nin Le Monde Diplomatique ekinde Jacques Roubaud'nun “Şiir İnatçıdır” başlıklı bir yazısı yer alıyor. Yazının, şiirin ekonomik açıdan değersiz oluşu, kitap fuarlarında şairlerin ilgi görememeleri ve şiirin artık gazete, televizyonlarda kendine yer bulamaması üzerine kaleme alındığı söylenebilir. Şiir denilince daha çok ondokuzuncu ve yirminci yüzyıl şairlerinin akla geliyor olması, çağdaş şairlerin ve şiirlerinin anlaşılmaz bulunmaları okur yönünden tespit edilirken, aslında şiirin yaşamın her alanında poetik anlamda var olmaya devam ettiğine dikkat çekiliyor. Continue reading