Şair Seyhan Erözçelik’i kaybettik

Ünlü şair Seyhan Erözçelik, bu sabah (24 Ağustos 2011) 49 yaşında hayatını kaybetti. Erözçelik, 2004 yılında Behçet Necatigil Şiir Ödülü'nü kazanmıştı. Seyhan Erözçelik, 13 Mart 1962’de Bartın’da dünyaya geldi. Kadıköy Maarif Koleji’nden sonra Boğaziçi Üniversitesi İdari Bilimler Fakültesi Psikoloji Bölümü ve İÜEF Arap, Fars Dilleri ve Edebiyatları Bölümü’nde okuyan Erözçelik, öğrenimi yarım bıraktı. 1986’da arkadaşlarıyla birlikte Şiir Atı Yayıncılık’ı kuran Erözçelik, "Şiir Atı" dergisinin yönetimine katıldı.Türkiye Yazarlar Sendikası ve PEN Yazarlar Derneği üyesi olan Erözçelik'in ilk şiiri kitabı olan "Düştanbul" 1982 yılında yayımlandı. Erözçelik'in şiir ve yazıları; Şiir Atı, Gösteri, Gergedan, Argos, Defter, Sombahar, Adam Sanat ve Kitap-lık gibi dergilerde yer aldı. Seyhan Erözçelik, Asaf Hâlet Çelebi’nin şiirleri üzerine bir “şerh” denemesi hazırladı. Erözçelik, dünyasına yakın hissettiği şairler Kavafis ve Mandelştam’dan çeviriler yaptı. Şiir kitapları: Yeis ile Tabanca (1986), Hayal Kumpanyası (1990), Kır Ağı (1991), Gül ve Telve (1997), Şehir’de Sansar Var! (1999) ve Gül ve Telve hariç diğer kitaplarının toplamı Yeis (2002).

k. iskender

Ginsberg'e bizde en çok iki kişi benzer. Birisi Can Yücel'dir. Tanıştılar da zaten. Çok isterdim onları bir arada görmeyi. Mevlevi kökenli Can Yücel'le bir tür Bektaşi Ginsberg bir arada…Daha ne olsun? Diğeri küçük İskender'dir. Artık kendi mayasını yiyor İskender. Ama 1980 sonrasının en önemli şairlerindendir. Sorunu bana göre fazla yazmak ama ne yapalım, o da onun yolu. Geriye dünya kadar şey kalacak ondan. Önemli olan da bu. İskender'in bir diğer meselesi de şiirini yenilememesi. Halbuki daima deneysel bir damarı var ve daima kendini yenilemeye çok açık bir şiir onunki. Üstelik o kadar bir hayat var arkasında.(Hasan Bülent Kahraman, Varlık, Temmuz  2011)

 

küçük İskender ve Türk şiirine ait Türkçe'deki en önemli  yazılara imzasını atmış ustadan, yerinde tespitler.

Küresel Romanlar

"Roman, burjuva kültürünün bütünlüğünün aracısı olarak global dünya tasarımının, küreselleşme söylemlerinin üretiminde önemli rol oynamıştır. Roman, modernitenin kurucu mitinin, yani burjuvazinin her yerde bulunma, her yeri piyasaya dönüştürme amacının kurgusal anlatımıdır." (Abdullah Şevki, Gösteri, Nisan-Mayıs-Haziran 2011)

Elif Şafak'ın romanlarının neden para ettiğinin güzel bir açıklaması olarak okunabilir.

Şiir şehrinin Pulbiber Mahallesi

Pulbiber Mahallesi, edebiyat şehrinde yeni bir mahalle; kentsel dönüşümün acımasız çağında görüldüğü yerde üstünden dozerlerle, parayla ve hırsla geçilen şu mahallelerden biri. Kimse yıkamayacak; çünkü ters yönde bir haraketin, yıkıma inatla direnen şiirsel dönüşümün kurduğu bir mahalle. Geçen cumartesi akşamı kaybettiğimiz çok çok kıymetli bir şairimiz tarafından, şiirde kuruldu. Bu şair ve mahalle kısaca anlatılacak bu yazıda. 
Didem Madak’ın şiiri hakkında isabetli ve takrarında yarar olan saptamalar yapılmıştır; dergilerde ilk görünmeye başladığı andan itibaren dikkat çeken bu şiir için çeşitli kişilerce, çeşitli defalar, çeşitli biçimlerde dile getirilen bazı özellikleri sıralayalım: Duru. Çekici. Kendine özgü. Hakiki. Anlatımcı. Ve elbette öykülemeci. (devamı Radikal Kitap'ta)