‘Pamuk ve Nobel’in Yapısökümü

Orhan Pamuk’un Nobel Edebiyat Ödülü’nü almasından sonra, bu ödüllendirmeyle ilgili pek çok yazı yazıldı. Bunlardan biri de Hilmi Yavuz’a ait. Yavuz’un Zaman’daki yazısı diğer yazıları gibi çok ilginç.
    Hilmi Yavuz bu konu hakkındaki görüşlerini, kendi deyişiyle,  bu  konudaki  "övgü ve yergi histerileri"nin sonuna bırakmış. İyi ama "övgü ve yergi" histerilerinin bittiğini kim söylemiş. Yavuz’un bu histeriler içinde olmadığının garantisini kim veriyor hem. Öteki yazarların yazıları histeri ürünü olmasına rağmen, Hilmi Yavuz’unki niçin bunun dışında?
    Yazarımız, Türk medyasının ödülün Pamuk’a edebi değer ve siyasi duruşu nedeniyle verildiği konusunda ikiye bölündüğünü söylüyor, ardından da bu bakışın "basit", affımıza mağruren  "cahilce" olduğunu söylüyor. Birincisi  gazetede yazan biri olarak kendisinin de bu aşağıladığı Türk medyasının bir uzantısı olduğunu ve kendisine orada yazı yazma keyfini bu medyanın sağladığını bilmiyor mu? Kendini orada acaba ne olarak görüyor? Edebiyatın ahkam kesicisi mi, edebiyatın kalesini savunan bir nefer mi, yoksa Türk edebiyatının Zaman’daki bir temsili mi? Onca dergi çıkıyor yer mi yok ona? Bu anlı şanlı edebiyat dergilerimizde istediği gibi ahkam kesebilir oysa. Haftalık dergimiz bile var artık. Orda dahi yazabilir. İkincisi pek çok yazara ait medyatik yazıları "basit" ve "cahilce" bulmuş. Bu yazısıyla H. Yavuz’u bu sıfatlardan malul olmaktan kurtaran ne? Hem onca yazı niçin "basit" ve "cahilce"? Niçin’ini göremedik yazıda. Bir yazının bakışının basit ve cahilce olmaması için H. Yavuzca bir bakışa sahip olması şartı mı var? Bu yazının derinliği nedir, cahaletten Yavuz kendini nasıl hemen kurtardı öyle?
    Yavuz yazısında ayrıca Orhan Pamuk’la ilgili pek çok yazı yazdığını, onu en ağır eleştirenlerden biri olduğunu ve Pamuk’u oryantalist olarak değerlendirdiğin söylüyor. Ne tesadüf ben de H. Yavuz’u oryantalist olarak görenlerdenim. Hem öyle batı tipi kötü oryantalistlerden değil, yerli malı ileri düzeyde bir oryantalist hem de. Şiirinin büyük ve çürük omurgasını bu oryantalizm üzerine kurduğu çok rahat söylenebilir halbuki.
    Yazarımız lobicilik faaliyetinin de Nobel Ödülünde göz ardı edilemeyecek bir öneminin olduğun söylüyor, Pamuk’un ‘literary agent’i Wyley’in özellikle son on yıldır Orhan Pamuk’un Amerika’daki promosyonu için elinden geldiğini yaptığını da yakından bildiğini sözlerine ekliyor. Bu yakın bilgiyi oluşturacak ilgiyi ve bu ilgiyi oluşturacak bilgiyi pek merak ediyorum doğrusu. Gerçekten de güzel bir ikili ilgi ve bilgi! Uçan kaçanın elinden kurtulamadığı Wyley’in Nobel Ödülünün , öyle kendi taşra şubesi dergilerinin  ve Türkiye  köyündeki  dergilerin kapağında boy boy pozlar  vererek alınamayacağını H. Yavuz’a güzel öğretmiş olmalı.
    Aynı bağlam içindeki şu satırlar  Havuz’a ait: "Demek o ki, Pamuk’un Nobel’i alışında, sadece edebi değeri ya da siyasi demeçleri değil, onun Oryantalizminin, onun ‘Literary Agent’inin yıllardır Pamuk’u öne çıkarmak için yaptığı çalışmaların (dergilere kapak olması, hakkında yazılar yayımlanması vs.vs.), ve elbette onun çevirmenlerinin de ağırlığı vardır."
    Hatırladığım kadarıyla Nobelciler Pamuk’a ödülünü vermek  için doğu-batı köprücülüğü falan bahane etmişlerdi, bu bana   doğu-batı karşıtlığının, Yavuz’un şiirin potasında erimesi gibi şeyleri hatırlattı. Bu zıtlığı Yavuz aştığını iddia ediyordu. Bu tam da Nobelcilerin aradığı şey olmalı. Duymamış olabilirler mi acaba diye düşünüyorum. Acaba yazarımızın bir ‘Literay Agent’iye mi ihtiyacı var? Halbuki biliyoruz ki yazarımız bol bol dergilere kapak oldu, hakkında da yazılar yayımlandı onca. Acaba oryantalizminde bir eksiklik mi var?
    Ama elbette yazarımızın dediği gibi sonuca bakmamız gerekiyor ve tabiki "Nobel Edebiyat Jürisi’nin kamuoyuna açıklanan ödül gerekçesinin, Jüri’nin gerçek niyetini birebir temsil edip etmediğini bilemediğimiz sürece, ‘bu ödül siyasi nedenlerle verilmiştir’, ‘yok hayır edebi değeri dolayısıyla verilmiştir’, türünden tartışmaların hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur." derken birebir temsilin olmadığını H. Yavuz’un bilmesi gerekiyor, yoksa bu tür yazılarının hiçbir kıymet-i harbiyesi yoktur.

3 thoughts on “‘Pamuk ve Nobel’in Yapısökümü

Bir yanıt yazın