Muhammed Esat Eroğlu’nun Yedi İklim Deneyimi

                                                 “Ve yağmur yutuyor bütün golleri”
                                                                                     Cahit Koytak

Yedi İklim’in misyonunu tamamladığının alenen söylendiği; Hece, Merdiven, Kırkayak (sonrada Kırklar), Kaşkar, Dergâh gibi dergilerin Yedi İklim’e görece fark attığı zamanlarda Muhammed Esat, nedense(!?), Yedi İklim’e yönelmişti. Diğer türler bir yana özellikle dergide yer alan şiirler acemice, birbirinin benzeri temalar, klişe imgeler etrafında dönenip durduklarından söz ediliyordu. İhsan Deniz, bu durumun yeni olmadığını, “öteden beri (..) şiir yayımlamadaki nitelik vizyonu ve kalite arayışı”nın “bir türlü beklenen, istenilen seviyelere ulaş(a)madı”ğını alenen dile getirmişti. Ona göre bir “olgu”ydu bu durum. Dolayısıyla “iyi” şiirlerin de, “kötü” şiirler arasında kaybolup gitmek gibi, kendi ifadesiyle “o tuhaf kaderi paylaştığı”nı, “şiirsel ortamın/ortalamanın (..) “verimli bir şiir kulvarı oluşturamadığı malul ekseni doğur”duğunu da söylemekten geri durmamıştı(1). Yedi İklim dergisinde yayımlanan şiirler hakkında benzer sözlerin İhsan Deniz’le sınırlı olmadığı, görece isim yapmış pek çok şair tarafındandillendirildiği sır değildir. Bütün bu eleştirilerin yanı sıra, derginin kapatılacağından da söz edildiği olmaktaydı. İşte, tam da bu görüş ve söylentilerin arasında Muhammed Esat Yedi İklim’de şiirleriyle gözükmeye başladı. “İyi” şiirlerin “kötü” şiirler arasında kaybolup gitmek gibi bir “kaderi”n olabileceğine inanmamış mıydı? Neyi düşünüyordu bu yönelimle? Bu yazı, bu konuyu irdelemektedir. 

Muhammed Esat’ın kısa yaşamından da kısa şair biyografisi göz önüne alındığında şiirlerinin ağırlıklı olarak Kertenkele ile Yedi İklim dergilerinde yayımlandığı görülür. Kertenkele dergisinin üç emekçisinden biri olması nedeni ile şiirlerini kendi dergilerinde yayımlamasında farklı bir sebep aramak abes olur ama şiirinin geniş kitlelere ulaşması, kendini kabul ettirmesi gibi stratejiler için Yedi İklim dergisine yönelmesi değil abes, akıllıca mı diye sormayı gerektirirdi her şeyden önce. Ne yandan bakılırsa bakılsın, tam bir risk faktörü olarak gözükmektedir bu tercih. Medya etkisi, yenilik tutkusu, teknolojik baş dönmeleri gibi nedenlerle şiirin hayattan iyice dışlandığı günümüz koşullarında geniş kitleler zaten şiirsiz yaşama sürüklenmişlerdir. Sorun açıktı: Başta eleştirmenler olmak üzere, edebiyat çevrelerinde şiir açısından eleştirilmiş bir dergi vardı ortada. Genç bir şairin bu dergiyi tercih etmesinin bir nedeni olmalıydı. Bu durumu Muhammed Esat’a açıkça sormuştum. Mütebessim bir eda ile her şeyin bilincinde olduğunu, eğer bir ışık görebilirse Yedi İklim’in şiir editörlüğünü yapmayı dahi düşündüğünü söylemişti. Bu konuda daha fazla konuşmak istemediği halinden belli olduğundan, ben de üzerine gitmemiştim. Fakat bu sohbette, onda, öncelikle kendine güvenin tebessümle halelenmiş özel bir ifadesini, üstesinden gelinmesi gereken bir güçlüğü alt edebilmenin kolay olacağına dair inancı görmüştüm. Hırsla harmanlanmış azmin doğallıkla beklenebileceği yerde, tebessüm ve bilinç vardı kısaca. Buradan şiirlerinin adamakıllı okunmadığı, okununca kendisinin haklı çıkacağı kanaatine de varılabilir. Nitekim aradan çok zaman geçmeyecek, stratejisinin kısmen bir karşılığı olarak Kitap-lık dergisinde yayımlanan bir “oturum”da adından söz ettirmesini bilecekti(2).  .

Muhammed Esat’ın şiirsel gelişim sürecine olumlu katkılar sağlayacağı düşünülecek dergilere sırt dönmesi ve şiir için iyi bir ortam olmadığı düşünülen Yedi İklim’e yönelmesinin akla ilk gelecek karşılıklarla ilgili olmadığına kaniim. Yani çaresizlik, artistik, cesaret göstermek vb. gibi… Ben, açıkçası, bu yönelimin psikolojik gereksinim ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Bu ne demeye gelir?  Soruya geçmeden, öncelikle şairin, diğer dergileri denediği fakat şiirlerinin beğenilmemesi üzerine Yedi İklim’e yöneldiği ihtimali üzerinde durmamızı gerekiyor. Doğrusu bu konuda hiçbir kanıtım yok. Hatta yukarıda isimlerini saydığım dergilerde yazan pek çok kişi ile tanıştığını, arkadaşlıkları olduğunu biliyorum. Her şeye karşın birinci ihtimalin kanıtlandığı durumlarda geçerliliğini büyük oranda yitireceği ikinci ihtimal ise yukarıda bahsettiğim psikolojik gereksinim ile ilgili olandır. Baron ve Arieti’nin üzerinde durdukları “düzensizlik gereksinimi” bu meselenin aydınlatılması için oldukça önemli. Bu kavram dolayımında yazarlar, yaratıcı kişilerin geometrik düzen yerine, yeni bir algısal şema ile anlaşılabilecek ve uyumlu hale gelecek, aynı zamanda estetik duygular uyandıracak alanlara yöneldikleri tespitinde bulunuyorlar. Çünkü Baron’a göre, özgün düşünce, değişik durumlar karşısında uyum sağlamak için, beklenmedik türden tepkiler oluşturabilme yeteneğini ifade eder. Dolayısı ile bu yeteneklere sahip olan “özgün kişiler”in karmaşayı ve bir dereceye kadar dengesizlik durumlarını tercih ettikleri; genel olarak ortalama insanınkinden daha karmaşık psikodinamiklere sahip ve yargıları itibariyle daha bağımsız olmaları söz konusudur(3).

Bu tespitler doğrultusunda konumuzu yeniden gözden geçirmeye çalışırsak: Öncelikle İhsan Işık’ın ifadeleri doğrultusunda “verimli bir şiir kulvarı oluşturamayan”, sonuçta da “malul ekseni doğur”an bir dergi olmakla Yedi İklim’in “düzensizlik gereksinimi”ne cevap verir nitelikte olduğu sonucu çıkarıyoruz. Çünkü bu haliyle Yedi İklim, Muhammed Esat’ın “düzensizlik gereksinimi”ni karşılamanın, dolayısıyla motive etmenin ötesinde Muhammed Esat’a verebilecek rezervlerden yoksun gözükmektedir. Oysa Muhammed Esat dergiye şiir alanında kaybettiği itibarı verebilme şansına (en az diğer şairler kadar) sahiptir. Derginin şiir bakımından sorunlu oluşunun; yetenekli isimleri bulamamasından, bulunan isimlerin kaybedilmesinden, kısaca iyi bir şiir ‘siyasası’nın oluşturulamaması gibi nedenlerden ileri geldiği düşünülebilir. Genelde iyi şairlerin bu durumdaki dergileri tercih ettiklerini varsaymak, hele hele eleştirileri ile etkin olan kişilerin açık beyanlarını göz önüne alınca ne kadar güç olduğu anlaşılabilir. Şu halde derginin bu halini kendi psikolojik beklentilerine uygun bulan ve tercihe değer kılan Muhammed Esat’tan başkası değildir. Bu nedenle dergi ile Muhammed Esat arasındaki ilişkinin bildik tarzda olduğundan söz edilemez. İlle de söz konu edilebilir ise Yedi İklim’in doğal sandığı, sanabileceği fakat Muhammed Esat’ın şahsında önemsenilemez, hatta ironik bulunulmuş bir ilişki söz konusu olabilir. Ortada bildik türde bir alış-verişin olmaması ilişkinin Muhammed Esat tarafından kurulup geliştirilmek istenmesini belirgin kılmaktadır. Zira sohbetimizde bana, derginin şiir editörü olmayı düşündüğünü söylemişti. Bu sözler dikkate alınınca onun kararlı, yaptığı işi önceden düşündüğünü gösterdiği gibi dergiye yöneltilen eleştirilere katıldığının da kanıtıdır.  

Bir yanıt yazın