ÖLÜM SİVİL DOLAŞIR: Ece Ayhan’ın Poetika Sözlüğü

 “Bu toplumdan, bu tarihten olmaktansa ‘doğal’ bir adam olmayı seçiyorum ben”
 “Eski bir sefine gelip hesap sorabilir, baştan ayağa beyaz giyinmiş adamlara”
 "Taşlara tutunan incir ağaçları olmaktan çoktan çıkmışız çıktık. Sayılmayız parmak ile”

A Dergisi: D Özlü, K. Özer, E. Öz, H. Yavuz, Engin Erten çıkardıkları a dergisi’nde bize (İkinci Yeni kastediliyor-sekoya) “çürük yumurtalar” diyorlardı (SDK; 20). Bkz. İkinci Yeni.

Açık Şair: ‘Açık Şair’ diyedir bir şey yok bence. Fransızca’da, İngilizce’de, Almanca’da da… ‘açık şairler’ deyimine rastlamadım hiç. Doğrusu, arka sokaklara sapmış olabilirim (D; 48).

Ahmet Haşim: Ahmet Haşim, bir ‘ebru sanatçısı’ olsaydı (ki bana göre öyledir) işimiz daha kolay olurdu belki. Şiir’i, meramları başka şeyler olanlar kullanmazlar tarihte yalnızca. Duygulu ve de sözgelimi ‘elleri’nden hoşnut olmayan insanlar da kullanabilir. Şiir yazarak kendilerini arkadaşlarına, kız arkadaşlarına beğendirmeye çalışmak herhalde yaşamın bir boyutudur (D; 111).

Akbaba: Okur bir şiire filmin yarısında girer gibi girmiyor mu? Ben bu okur türüne akbaba diyorum (D; 71).

Okurun şiir algılama değer yargılarına karşıyım, bu konuda akıl yürtmelerine de. Okur akbabaydı, akbabadır hala. Yine de şiir yazarken hep omzumun üzerinden bakan birilerini duymuşumdur. Bir şiirimde (Mısrayım) ona ‘simruğ’ dedim (D; 133-134). Bkz. Okur.

Akif Kurtuluş: Bkz. Genç Şiir Serüveni; Gözü Kara Şairler; Kentlerin Şiiri.

Anlam, Şiirde: Şiirin böğrüne geçmeyen anlamın sorumluluğu şiirde! (D; 135).

Anlamak, Şiiri: Şiirlerimin, belirli bir şiirin, anlaşılmasının güçlüğü olgusu ise başka nedenlerdendir; ayıralım, ayırt edelim bunu. İnsan zihninin sınırları şiirle de genişler ve bilinen şeylere yeniden işte o varılan sınırdan bakmak değil midir biraz da şiir? Her yeni varılan yeri Hindistan sanmaktan vazgeçelim (Dipyazıar; 63). Bkz. Şiirin İşlevi; Şiir; Sözcük.

Arabesk Şiir: Derken konu arabesk şiire, Attila İlhan’a geldi, geldi ve renkler değişti. “Bana pes ettiremezsiniz” diyordum “ne var bir şairin şarkı sözü yazarı olmasında ya da arabesk şiir yazmasında? Benimki yalnızca bir saptama!” –İzmir’den İstanbul’a gelince; Yaşar Kemal’e ‘romanın İbrahim Tatlıses’i dendiğini duyacaktım. Her sanatçının başka sanatlarda bir karşılığıvar, en azından ‘karşılaştırmalı iktisat’ gerektirir böyle düşünmeyi (D; 118). Bkz. Attila İlhan.

Asker : Tevfik Fikret öldüğünde cenazesindeki sekiz-on kişiden biri bir askerdir; Mustafa Kemal (SDK; 66).

Atatürk Şairleri: Bkz. İktidar.

Attila İlhan: Asık suratlı bir parti ödülü lekesi vardı alnında( SDK; 20). Bkz. Arabesk Şiir.

B Harfi: “Biz tüzüklerle çarpışarak büyüdük kardeşim” dizesindeki ‘t’ harfi ‘b’ olacaktır. 1970’den beri ‘t’ başıma bela olmuştu. ‘t’yi boyuna boyuna kafama kakıyorlardı! (SDK; 36).

Başıbozuklar: Bkz. Sivil, Sivillik.

Beğenilmek: ‘Kahir ekseriyet’ şiirlerimi beğenmemiştir; (belleğim fena değildir) bunlar bana sözle de ‘önemsiz’, ‘sıradan’ şiirler yazdığımı söylemişlerdir (D; 15). Bkz. Şiir Müsteşarlığı.

Beledi Şiir; Belediyeci Şair: Hiçbir ülkenin Ceza Yasası’nda ‘şairler’ diyedir bir sözcük ya da bölüm yoktur. Şairlik için özel bir yasa da. Herhalde o yüzdendir, şairlerin çok büyük çoğunluğu kendilerine bırakılan alan olan belediyelik, “beledi” şiirler yazıyorlar ağır eleştirili… Pek gerilere gidiyorsun denecek ama, gerçektir; tabu ve totem topluluğunda yaşıyoruz biz (D; 53).

Bizde iktidara, devlete bulaşmaz Türk şairleri. Korkudan. Belediyecidir onlar. Kaldırımlardan, çukurlardan yakınılır bir ömür boyu. Birçoğu da Kemalist hükümet şairidir. Başka bir şey de olamazlar. Maça ister (SDK; 64).

Benzemezlikler: Bkz. Marjinaller; Yeni Marjinaller.

Bir yanıt yazın