Televizyon İnsana Düşman

Televizyon İnsana Düşman:Televizyon diğer kitle iletişim araçlarına mikyasla tüketim kültürünü empoze eden vasıtaların en yaygını.Arızi, kullanıldığı alanlarda değerler örgüsünü yoksayan, bozan, dönüştüren, değiştiren, hatta yeniden oluşturan bir yapısı var.Görüntü ve ses özelliğiyle bilgi kaynaklı bir donanım olması, yaratılmışlar arasında yalnızca insanı merkeze almasıyla da açıklanabilir.İnsani özün zihin aracılığıyla gündelik yaşamda kılıktan kılığa girebilmesinin remizi,bir çeşit yanılsama. Tekniğin getirdiği, çağrıştırdığı imkan ve olasılıkların sahte bir sahiplik hissine kapı araladığı; tutulur olanın tutulmazla hayat buldurulduğu çarkın dişlileri dayatmalarını günden güne sarih bir görünürlüğe taşındı.Katı (müşahhas) olana ulaşma yine hayatın katı (mücerret) gerçeklikleri arasında bir mengeneye sıkıştırıldı.Televizyon onu yaratan kültürün gölgesi olarak kendi içindeki bu çelişkiyi yansıtmanın işlevcisi.Ne ki gören göze, duyan kulağa her dakika bunu açıklamak gibi bir zaafiyet taşıması, görüş ve duyuş imkanlarını gene aynı aksamın dil ve yapısına adapte etnmiş zihinlerin, yığının çokluğu arasında yalnızca bu görüş ve duyuş refleksini muhafaza edebilen azınlık için aydınlık bir alan bıraktı. Bu alanın varoluş amacı gereği görüş açısı tam yaratılmış soyuna, sonuna değin bir korunak olma vasfı taşıdığını söyleyebiliriz. Dar alanda doğa, dar alanda eşya, dar alanda insan olmaktan bütünleşik bir üçgen.

(Aralık dergisinin 17. sayısında (2004 haziran-temmuz-ağustos) yayımlanmıştır. 

Bir yanıt yazın