DEĞİRMEN DERGİSİ / FETA MEDENİYETİ ÜZERİNE

Her yeni düşünce dergisi yeni insan tipi, yeni bir şahsiyet demektir. Üstelik bu dergi yeni bir insanın inşası adına yeni bir medeniyet tasavvuruna  (Feta) sahipse önemi ve vazgeçilemezliği gözümüzde bir kat daha artar. Adapazarı merkezli düşünce ve edebiyat dergisi Değirmen’den bahsediyorum. 18.sayısını yeni bir biçimle( kapak tasarımı,  sayfa düzeni, görsel tasarım) ve elbette sıkı ve dolu Continue reading

OSMAN ÖZBAHÇE’NİN ŞİİR ELEŞTİRİSİNDE ESAS ALDIĞI BEĞENİ ÖLÇÜTLERİ

Türk şiir eleştirisinde yaşanan kavram kargaşasının temel sebebi, teoride ve pratikte, eleştirel ölçütlerin açığa çıkartılamayışıdır. Hüseyin Cöntürk’ten sonra eleştirel ölçütlerin, eleştiri ortamının boğuk sesi, karmaşık anaforu andırışının nedenleri arasında, eleştirel ölçütlerde netliğe ulaşamamayı, ideolojik kör bakışın eleştiriye hakim olmasını, bir nevi bir başka açıdan dogmatizm olarak nitelenebilecek, sert yargılar bütünü dediğimiz bir donukluğu, katılaşmayı Continue reading

ISRARLA KONUŞMAK İSTEYEN ŞİİR: ADEM TURAN’IN ŞİİRİ ÜZERİNE

Giriş

Ünlemlerle ilerleyen şiirin ulaşmak istediği noktayı, okuyucuyu şiirsel deneyime çağırmak, coşumcu, gür sesli ve konuşkan bir şiirin imkânlarını Türk şiir hazinesine katmak şeklinde ifade edebiliriz. Her şiirsel deneyim, hangi dönem ve evrede yazılırsa yazılsın, Türk şiiri adına bir çeşni, bir zenginlik olsa gerek. Şiirin ciddiye alınmasını gerektiren, edinilen şiirsel deneyimin beşeri bir karşılığının olmasıdır. Hemen her zaman şairin çığlığı da suskunluğu da öğretici ve vazgeçilemezdir. Sözel bir yapı arz eden şiirin hayatla dolu olmasının sebebi, şairin söze ruh kazandırmasıdır biraz da. Zira hayat denen çetrefil bilmece, kördüğüm, çıkmaz sokak ne tür adla adlandırılırsa adlandırılsın, sözün cana yakın sıcaklığını ve ılıklığını barındırdığı için tahammül edilmeye değerdir. Şiir sözle hayata çeşni ve renk katar. Sözün hayatın içinde varlığı bile cesaretimize cesaret katıyor. Sözün içinden seslenen bir şair olan Adem Turan’ın Continue reading

KÂMİL EŞFAK BERKİ’NİN MOSTAR KÖPRÜSÜNE AĞIT ADLI ŞİİRİNİ BİR TAHLİL DENEMESİ

Kâmil Eşfak Berki’nin Mostar Köprüsüne Ağıt  şiirinin diğer şiirleri yanında güzide bir yeri vardır. Bizim bu şiir üzerinde durmamızı gerektiren ve  aynı zamanda bu şiire seçkinlik vasfı  kazandıran husus, günümüz şairinde bir eksiklik olarak gördüğümüz, Berki’de somutluk kazanan şairin çağına olan ilgisi, duyarlılığı ve hassasiyetidir. Biz bu yazımızda Berki’nin hassasiyetindeki soyluluğun nedenleri üzerinde duracağız. Continue reading

BİR DİRİLİŞ EMEKÇİSİ: KÂMİL EŞFAK BERKİ

Sezai Karakoç’ta merkezileşen Büyük Diriliş Şiirinin son halkasını oluşturan, şiir sanatında kendine özgü bir şiir kavrayışı olduğunu bildiğimiz bir şairdir Kâmil Eşfak Berki. 40 yıla yakın bir emeği vardır şiirimize. Genel şiir kamusunda saygın bir konumu olduğu bilinir. Ancak yine de bu güne kadar etraflıca konuşulmamıştır şiiri ve düzyazıları. Yorulmak bilmeyen bir çaba. Titizlik. Ciddiyet. Bu üç tanımlama en çok, İsmail Demirel’in işaret ettiği üzere Berki ve şiirine yakışıyor. Continue reading

KENDİ YOLUNDA BİR DERGİ: AZ EDEBİYAT

Dergiler iki çeşittir: polemik yazılarıyla gündem belirlemeye çalışan dergiler ile alçakgönüllü bir çabayla kendi yolunda ilerleyen dergiler. Bunun arası yok. Ya sert kavga yazıları kaleme alacaksınız ya da mütevazı bir duruşla kendi yolunuzda yürüyeceksiniz.

Gençlik damarım polemikçi dergilerden yana aksa da büyülü gözlerle ve samimi hislerle onları takip etmekten kendimi alamıyorum. Büyülü gözlerle çünkü dervişane bir eda buluyorum bu dergilerin tavırlarında, davranışlarında. Bir haber metni niteliği taşıyabilecek değerde metinler de yer almıyor değil bu dergilerde. Adeta ‘dergicilik taşrada da yapılabilir’ diyen bunu gözüme gözümüze sokan bir duruşları var. ‘beni al’ diyen, ‘beni oku’ diyen içtenlikli dergiler bunlar. Continue reading

Medeniyet Karşısında Şair

Medeniyet Karşısında Şair

Medeniyet dünyasında medenilerin davranış biçimleri yapaylıkla,yapmacıkla,sahtelikle maluldür.Şairin dünyasında sahici olan vardır.Bu sahici olan,dil yoluyla şiir biçiminde açığa çıkar.İnsanoğlunun en sahici dili,şiirdir.Şiirde dolaylama yoktur.Şair söyleyeceğini direkt söyler.Biz buna doğrudan konuşma diyoruz.Şiirde gerçek etkisi aranmaz.Şiir zaten gerçektir.Bu biribirinden kopuk ifadelerin tek ortak noktası; bir hak arama dili olarak şiirin,medeniyet karşısında takındığı tavır daha doğrusu şairin ödün vermez onurlu duruşudur. Continue reading

LİRİZME ÜÇ KİTAP

KENDİNE DAİR OLMANIN YANINDA:NURETTİN DURMAN’IN LİRİK ŞİİRLERİ

Şiirleri ‘topyekün insaniyete çağrı’ olan şairlerin somut olarak varlığı Türk şiirine bir zenginliktir.Modern Türk şiiri,insan oluşun şiiridir haddizatında.Aynı zamanda modern Türk şiirinin verimlerini her okuyuşumuzda,insanlığımızın pekiştiğini ve zenginleştiğini hissederiz.Bu his ve duygulanım,zorbalıkların,vicdansızlıkların.kibrin ve inadın bir gün yok olacağı umudu aşılar bize.Modern Türk şiiri okuru, ‘acımasız darbeler’in sonu olacağını,acının bir gün ilga edileceğini,metni okuyarak yaşar ve hisseder.Okur için önüne sürülmüş her metin,her şiir,yukarıda ifade ettiğimiz gibi,bir çağrı hüviyetini taşır.Bu kimlik(şiirle özdeşim kurma,hemhal olma,değişme-dönüşme) aynı zamanda muhatabında(okur)bir beklenti iklimi,birliktelikten doğan bir umut atmosferi oluşturur. Continue reading