MÜCADELECİ ŞİİR

Şiir içeriden, içten bir sesleniştir.Kimin neye ne şekilde seslendiği bir yana,özünde dinamik bir unsur taşıyan şiire duyarlı her şair;dünyamızdaki haksız ve ifsat edici işleyişe,hayatımızı biçimlendirici güçlere/otoriteye reddedici konumunu her zaman koruyacaktır.Zira şiirin anti-konformist tavrının gerektirdiği bir durumdur bu.Risk ve cesaret diyoruz.Susmak,kanıyla yazan şairin ihanet belgesidir.Tehlikenin içinden sesletilen şiirin ortasında,sükûn ve selâmetin filiz verdiği alanlar da olacaktır kuşkusuz.Hayatımızdaki tehlikeyi değil,tehlikenin içindeki hayatı tercih ediyoruz.Bu hayatın içinden neşvünema bulan şiirin ayırt edici vasfının teklif değil tehdit olduğu kanısındayız.Bu kanı bizi risk ve cesarete sevk edecektir.Kime karşı risk ve nasıl cesaret? Continue reading

DERGİLERİ İNCELEME RAHLESİ

1- Aşkın e-Hali Edebiyat Dergisi 12.Sayı Ekim-Kasım-Aralık 2008

Şiirin damar atışlarının,nabız vuruşlarının taşrada duyulduğunu söylemek durumundayız. Şiir bahsinde en temel tutumun samimiyet olduğu unutulmamalı. Taşrada çıkan dergilerde yayınlanan şiirler ,merkezde merkezi temsil eden dergilerde yayınlanan şiirlere nazaran daha sıcak daha içten olduğu hemen daha ilk mısrada kendini belli eder. Her şiir bir fetih hareketidir ve taşrada kendiliğini açığa çıkartan şairlerin ilk şiir manevraları,bu fetih duygusunun heyecanını taşır:kendini keşfetmenin heyecanını. Bu durum sadece şiir için söz konusu değildir,deneme ve diğer edebi türler için de geçerlidir. Devasa şehirlerde yaşanan insan ilişkilerindeki yapaylık,taşrada yazıya dayalı olarak kurulan dostluklar için bahis konusu edilemez. Bir anlamda taşrada Anadolu’ da daha kalıcı birliktelikler kuruluyor, yaşanıyor. Continue reading

YENİ BİR DİRİM HABERCİSİ:ORUÇ VE RAMAZAN

Oruç ve Ramazan,içinde bulunduğumuz varoluş macerasının aslını-esasını yeniden düşünmek için bize yeni bir imkân sunabilir.Kırgınlıklar,yeniden inşa etmeler,sıkıntı,neşe ve hüzün gibi ruh halleri,benliğimize kilit vuran olumsuz yönlenmeler,insanlığımızın yıpranan ve pörsüyen yanları,kaç kalbi kırıp kaçını onardığımız,vaat ettiğimiz gül bahçeleri,mesafeler,mesafeli duruşlar,bodoslama daldığımız kasaba lokantaları,anılar,çarpışan kemik sesleri,çekimser durduğumuz şehre yürüyüşler,bir idealin yaşatılması adına dökülen zihin terleri vs. vs. Tüm bunlarda dikkati çeken;bir ‘kök fikri’nden yoksun oluştur.Temellerin sağlam tutulamayışı,bir Temel İlkeden uzak duruş,yaşadığımız ‘Gerçek Zaman’ ın bilincine varılamayıştır aynı zamanda.Üstad Sezai Karakoç’ a göre ‘gerçek zaman’ ‘oruç’ladır.Biz sükûnetimize,tenhalığımıza ulaşmak istiyoruz.İsteğimiz samimiyet yüklüdür. Continue reading

Hüseyin Cöntürk’ün Şiir Görüşü

Giriş

Türk şiiri eleştirisinde Hüseyin Cöntürk deyince akla nesnel-bilimsel eleştiri gelir,nesnel-bilimsel eleştiri deyince de Hüseyin Cöntürk’ün şiir görüşünü hatırlarız.Cöntürk şiir üzerine görüşlerini ‘Çağının Şairi’ adlı kitabında bir araya getirmiştir.Cöntürk’süz bir ikinci yeni,ikinci yenisiz bir Cöntürk de düşünülemez.İkinci yeniyi kökünden düşünmek,temelden kavramak istiyorsak Cöntürk’e başvurmak zorundayız.’Çağının Şairi’ kitabı,şiir eleştirisini ciddiye alan herkes için temel bir başvuru kaynağıdır.İkinci yeniyi okumak,kavramak ve anlamak için ‘Çağının Şairi’ kitabı önemini bir kez daha belli eder.Bu bellilik alanı içinden Cöntürk objektif bir bakış getirir şiire.Modernist şiirin doğasına ilişkin beğeni ölçütleri geliştirir ve yine bu kitapla birlikte modernist şiire dair yeni bakış açıları ediniriz.Cöntürk’ün şiire yaklaşımı,kişisel yargıların ötesinde,bir bilim adamı disiplini üzerinden temellenir.Yarı öznel yargılar barındırsa da son derecede ciddi ve tarafsız bir bakış açısıdır bu.Bir edebiyat mühendisidir Cöntürk,titiz bir yol alıştır eleştiride.Önce teorisini belirler,bu belirlediği teori uyarlama niteliği taşısa da dönemin koşulları düşünüldüğünde ciddi bir atılımdır.Bu bağlamda Hüseyin Cöntürk’e Türk edebiyatında modern eleştirinin başlangıcı diyebiliriz.Biz bu yazımızda modernist eleştirmen olan cöntürk’ün şiir görüşünü ele alacağız. Continue reading

Şiir ve Sorumluluk

Şairin sızısı,içinde yer aldığı halkın sızısıdır.Çilesi,halkın çilesi;şikayetleri,halkın şikayetleridir.Acı çekmek,sadece acı çekmek,şairi onurlu kılmaya yetebilir.Şairin hissettiği ve yaşadığı bireysel acının anlamı,toplumun hissettiği ve yaşadığı müşterek acının anlamını açıklar,gün yüzüne çıkartır.Bireysel acıyla toplumsal acı arasında mahiyet farkı yok gibidir."Şairin toplum yüzü",bu bütünsellikte yoğunlaşır,bütün bir anlama kavuşur.Sünni şair,hemen her zaman topluma,topluluk ruhuna duyarlı,duyargaları halka çevrilmiş,projektörleri toplumun üzerinde bir şairdir.Bu böyle olmadığı taktirde,kendi muhitimizde,kendi sınırlılığımızla kalakalırız.Yine aynı şekilde ‘Şair Adam’ veya ‘Şiir Adam’ın iler tutar bir yanı kalmaz,beyhude bir anlam arayışına,çetin bir çıkmaza,çetin bir dolambaca ve labirente mahkum oluruz.Şairin bizatihi bir ‘anlam’ı kalmaz,kendi toprağımızda eğleşmeye devam ederiz.Bu böyle sürüp gider.Sorumluluk, ‘anlam’ ile yakından ilintilidir. Continue reading

1000X1000

babamın 1000×1000 genişliğindeki kabrinden geliyorum

babamın 1000×1000 büyüklüğündeki tutkusundan

ululardı babam Tanrı’yı her seferinde buna tanığım

size haber veriyorum derdi turfanda her şey yaşanası ve dipdiri

size büyük bir çoğalmayı haber veriyorum Continue reading

Irmaklarca:Murat Soyak

Hikemi şiirin,günümüz şiiri söz konusu olduğunda,taşıdığı mana nedir,ya da bu şiirin bu günün insanını ilgilendiren tarafı bizi hangi anlam evrenine götürür?Hikemi şair hoşnut mudur,en azından çağından,çağının önüne sürdüğü insan profilinden,resim ve fotoğraflardan?Eskiler,geleneksel değerler,hikemi şairler için özlenilesi şeyler olsa gerek.Murat Soyak’ın Irmaklarca adlı kitabı,taşıdığı iyimser bir iklimle,tam da bu pencereden,bu hasret penceresinden dünyamıza ışıklar düşürür,kaybolan değerlerin hatırlatıcısı olur: Continue reading

Kertenkele Edebiyat ve Düşünce Dergisinin 13.Sayısı Çıktı!

Ordu-Ünye merkezli Kertenkele Edebiyat ve Düşünce dergisi uzun bir aradan sonra yine yayında.Dergi çoğulluğu içinde duruşuyla farklılığını belli eden Kertenkele Dergisinin,edebi kamuya yeni bir soluk ve bir nabız vuruşu katacağı kanaatini taşıyoruz.Kertenkele Edebiyat ve Düşünce dergisi,Muammer YAVAŞ’ın ‘içsöz’üyle başlangıç safhasını oluşturuyor.İnsana ve yaşadığı döneme dair önemli tespitlerin olduğu yazının Kertenkele Dergisine düzey ve bilinç kazandıran yazılardan olması,"yeni bir şiir için nefeslerin" tükenmediğinin ispatı niteliğinde. Continue reading

Uğuldayarak Değil Ama Çağıldayarak

Elbet kar yağacak ve ben eve döneceğim
Eve döneceğim kanıma otağ kuran bir savaşçı gibi
Eve döneceğim iki dar ve karanlık bir sokaktan aydınlık bir denize geçerek
Eve döneceğim sonsuzu karşılar gibi
Uğuldayarak değil ama çağıldayarak
Özüm çığ gibi büyüyecek sokaklarımda
Caddelerimde karanlık bir silüet göremeyeceksiniz
Eve döneceğim sallantılı bir anlam bırakarak ardımda
Elbet kar yağacak ve ben eve döneceğim.
  Continue reading