Az Edebiyat Dergisi 2. Sayı

Az Edebiyat Dergisi Ağustos-Eylül-Ekim 2008 Sayı:2

Aydın – Nazilli’de iyi şeyler oluyor. Ben de Mustafa Uçurum gibi yıl:1 sayı:1 diyen dergiler karşısında heyecanlanırım. Az edebiyat 2. sayısına ulaştığındaysa heyecanım ikiye katlandı diyebilirim.

2008’de edebiyatımızda bir dergi patlaması yaşandı. Bu olumlu bir gelişim şiirimiz-edebiyatımız adına. Bunu , imkânları olan bir zenginlik olarak görmek gerekiyor. Çünkü yeni yeni yazarlar-şairler boy gösteriyor bu dergilerde. Yeni heyecanlar, yeni hevesler demek bu aynı zamanda. Ama gerçekçi olmak gerek. Anadoluda çıkan, bir yayınevine yaslanmayan dergiler kısa ömürlü oluyor, benim gördüğüm bu. Belli bir zaman geçtikten sonra nefesler tükeniyor, heyecan kayboluyor, kapanıveriyorlar. Bu ise üzücü bir durum. Bu dergilerin şimdilik en büyük problemi, maddiyat. Ekonomi. Bu , gün gibi ortada olan bir gerçek.

90’larda Sombahar adında bir dergi vardı. Gün geldi, editörün de itiraf ettiği gibi, dergide yazı-şiir yayınlayan yazar-şairler bile dergiye para verip satın almadıkları için, Sombahar kapanmak zorunda kaldı. Düşünün, dergide yazan yazarlar bile Sombahar’ı satın almak zahmetine(!) katlanamıyorlar. Bu acı verici, vahim bir durum.

Anadoluda çıkan dergilerin uzun ömürlü olmalarının temel koşulu, derginin yaşamasını isteyen, dergiye omuz veren okur veya yazarların hemen tümünün, elini taşın altına koymaları, dergi için elinden gelen bütün fedakarlığı, özveriyi göstermeleridir. Bunun başka bir izah tarzı yok. Bu böyledir ya da bu işler böyle dönüyor. Kalıcı olmanın sağlanabilmesi için, yazı niteliğinin yanında, organize olmak, örgütlenmek, koordineli çalışmak gerekiyor. Dergiciliğimizde bunun hiç mi örneği yok. Kapı gibi Mavera maceramız var bizim. Ustamız pirimiz Nuri Pakdilimiz var mesela. Edebiyat dergimiz var. Tek başına bile Zarifoğlu’nun dahiyane çabası var. Cahit Zarifoğlu’nun , Mavera serüveni her bakımdan öğreticidir. Zarifoğlu’nun Mavera dergisi için gösterdiği fedakarlık, verdiği emek ve sarfettiği çaba, günümüz dergi sahipleri için önemli, saygı duyulası bir örnekliktir. Dediğimiz gibi her yönden, hem organize olma, hem sahiplenme bakımından öğretici tarafları olan bir şahsiyet, bir öncüdür Zarifoğlu.

Az edebiyat da bu anlamda bir çalışmaya girebilir, dergiyi sahiplenmek noktasında girişimlerde bulunabilir. Az edebiyatı sahiplenmek isteyen okur-yazarlar da büyük bir fedakarlık örneği sergilemeleri gerekir. Bu , elini taşın altına koymaktır bir bakıma. Zarifoğlu üniversiteden, öğretim üyelerinden de Mavera’yı sahiplenmelerini istemiştir. Bizzat üniversitenin profundan bile Mavera’yı desteklemelerini, dergiye abone bulmalarını istemiş, görevlendirmiştir. En son Edebiyat Ortamında yayınlanan mektuplarından öğrendiğimize göre Almanya’da bile 500 aboneye ulaşılabiliyor. Bu nasıl oluyor? Yönlendirmekle, organize etmekle. Neyi muhafaza ettiği belli olan muhafazakar kesimde maalesef bu türden çabaları destekleyen yok. Bu esef verici bir durum. Dergicilik kadronun yanında hem maddi hem de manevi olarak desteklenmesi gereken bir oluşumdur. Anadolu’da çıkan dergiler büyük yoksunluklar içinden doğuyorlar. Cep harçlıklarıyla, kısıtlı maaşlarla kotarılıyor, ayakta durabiliyorlar.

Biz Az edebiyatı uzun ömürlü görmenin huzurunu duymak istiyoruz ve bunun gibi daha bir çok dergiyi.. Bu dergilerdeki samimiyetin sahiciliğini kimse tartışma konusu edemez. İlgiye , desteğe, ve en önemlisi de ekonomiye ihtiyacı var bu dergilerin. Bunun için de ilk olarak aboneliğin bir sisteme bir düzene kavuşması gerekiyor. Kimse bu dünyaya çivi çakmadı; dergiler arasındaki rekabet de edebiyat için pek sağlıklı bir durum teşkil etmez. Rekabet veya yarış değil, dergiler arasında yardımlaşma-dayanışmadır esas önemli olan.

Aydın’dan gelen esintiyi bu türden düşüncelerle okuyun bir de.

İster hayalci ister gerçekçi olun, iyi şeyler yapmak için özveri-fedakarlık olmazsa olmazdır.

Bir yanıt yazın