B0nus’un Anlattığı Hikayeye Giriş-II

4. Barkod Ne, Kolpo Kim?

Barkod, ticari ürünlerin üzerinde yer alan dikdörtgen biçiminde, inceli kalınlı dikey çizgilerden oluşan sembole verilen ad. Bu sembol, b0nus'ta yer alan bir önermeyle gündemimize girmiş bulunuyor: Şiirin tarihi barkod'larla belirlenir. İşlevi, içerdiği referans numarasını barkod okuyucu aracılığı ile bağlı bulunduğu bilgisayara aktarmak.Ürünlere ait bilgiler önceden bilgisayara kaydediğinden, barkod okuyucunun ilettiği referans numarası bu bilgileri harekete geçiriyor ve özellikle ürünün fiyatınınkasada çabucak işlem görmesi sağlanıyor. Bu sistemde çok sayıda ürünün transferinin yapıldığı büyük alışveriş merkezlerindeki olası yığılmaları önlemek gibi müşteri lehine bir faydası olsa da, asıl faydasının satıcı yönünden; satılan mal, stoklar, yeni siparişler ve kazanılan para hesabındaki anlık verilerin izlenmesiyle ilgili olduğu kolayca tahmin edilebilir. Kendi halinde işlemleri hızlandıran, hesapta yanlışlığı olmayan faydalı bir sistem söz konusu. Ama barkod'un şiire, şiir tarihine iktisadi cepheden müdahale edici özelliği açısından bakılınca masum olmadığına hükmetmek gerekecektir.

Kolpo ise biraz karışık. Bilardo oyununda vuruş anlamında yabancı bir terim. Futbolda şut karşılığı bir yerde. Yaygın kullanımı ise dalevere (Argo). Şiirin tarihini barkod gibi vuruş/dalevere de belirleyen konumunda. Şair dalevereyi değil de, kolpo sözcüğünü tercih ettiğine göre hem bilardo oyunundaki vuruş anlamını hem de dalevere anlamını birlikte değerlendirmeliyiz. Barkod'un iktisadi terim olarak şiire/sanata dışarıdan müdahalesi ticari yayıncılık, fiyatlarda indirim, meta estetiği, çok satmanın edebi değer olarak lanse edimesi, sanatçının sahici gündem belirleme özgürlüğünü sabote etme veya sanatı magazinleştirme, televizyon-gazete-dergi gibi yayınlarda üçüncü sınıf yazarlara tanınan imkanlar, reklam vb. yöntemler ile gündem oluşturma yönleri kolpo'nun belirleyiciliği konumuna göre çok daha açık, anlaşılır gözükmektedir. Bu nedenle kolpo'yu bilardo oyunu içinden mi kurgulamalı yoksa başka yönden mi? Belirsiz görünüyor. Bu belirsizliği önermenin hemen altında yer alan Tosun imzasıyla bertaraf etme imkanı bir ölçüde var. Şöyle ki; "şiirin tarihi barkod'larla belirlenir" sözünün altında, sözün sahibini belirten isim yerinde "barkod sembolü" yer alırken, "şiirin tarihi kolpo'larla belirlenir" sözünün altında ise "Tosun" ismi/imzası bulunmaktadır. Adeta bu isim/imza (Tosun) o sözün altına yazılmasa mümkün koşutluk kurulmayacak, dolayısıyla barkod sembolü de bir özneye teşmil olunmayacaktır. Biri isimdir diğeri isim değilse de ismi işaret eden bir im/belirti/damga olmaktadır. Şu halde şunu sormalıyız: Tosun ile barkod uygun bir koşutluk mudur?

5.Tosun

Bilindiği gibi Tosun, özellikle umumi helaların duvar ve kapılarına cinsel içerikli, küfürlü sözler yazan anonim bir figürdür. Bir bakıma ihtiyaç giderme pozisyonundaki rahatlama halinde; ya can sıkıntısının ya da bir tür uyumsuzluk (veya hazımsızlık) nedeniyle kişisel bir oyun gibi başlatılmış olmalıdır. Muhtemelen önce okul, sonra cami ve diğer çarşı, pasaj helalarına sıçrayan bu sevimsiz oyunda aynı cemiyete mensup bazı kişilerin görece gizlilikleri açığa vurulur, başkaları karşı cümleler yazar, bir başkasından alakasız bir küfür ortamı iyice gerer… Son safha Tosun'a aittir. Tosun, helaların duvar ve kapılarına yazı yazmanın 'suç' olduğunu düşünmektedir. Ne var ki aynı suça iştirak etmekten yani, yazı ile karşılık vermekten başka bir seçeneği de yoktur. "Yazı yazma helaya / başın girer belaya" cümleleri ile başlayan ve 'hela yazını'na göre uzunca sayılabilecek tekerlemesini en okunaklı biçimde, en uygun yere sabırla yazar. Böylece helaların kapı ve duvarlarına seviyesiz yazılar yazanlara, anlayacakları dilde karşılık verilmiş ve hadlerini bildirmiş olur. Cemiyetin hem oluşturup, yaşattığı hem de eylemini suçtan saysa da bertaraf etmediği/edemediği bu figür tanıksızdır: Kimse helalara yazı yazan benim demez. Bu nedenle herkes potansiyel olarak hem Tosun'dur hem de Tosun mağduru. Alenen konuşulmadığından, bu zan ve mağduriyetten rahatsızlık da duymaz. Tosun mağduru derken, tekerlemenin helaya yazı yazanlara karşı bir cevap niteliğinde başlamasına karşın, okuyana söverek bitirmesini kastediyoruz. Burası hakikaten pek manidardır. Psikolojik ve toplumbilimsel yorumu fazlasıyla hak etmektedir. Konumuz bağlamında doğallıkla sorunsallaştırılacak husus, Serkan Işın'ın bağıntısız, yalın "Tosun" ibaresinin bu Tosun'la kurmayı düşündüğümüz ilişkisi olacaktır. Bu bağlamda garanti verilemez elbette. Fakat şurası kesindir ki Serkan Işın'ın 'Tosun' ibaresi bu netlikte başka bir figüre de göndermede bulunmaz. Bir anonimlik vasfını üstünde taşır gibidir. Şiir'e/şiir tarihine de ancak sermaye sınıfı kadar yakın düşünülebilir. Sonra 'kolpo' sözcüğü her iki anlamda da Tosun tipolojisine uygun düşmektedir.

6. b0nus

Tosun'u ve Tosun'un psikolojik hali düzleminde kurgulanan "Şiirin tarihi kolpo'larla belirlenir" önermesini, b0nus'un ikinci bölüm başlığı olan "Haller" / "Yahya ve Haşim, dayanıksız tüketim malları" tanım cümlesi ile bütünlemek, konuyu büyük ölçüde toparlayacaktır. "Haller"den kuşkusuz insan davranışlarının tümünü anlamalıyız. Ancak bu genellik, mevcut göstergeler parantezinde hallerin olumsuz veçhesinin söz konusu edilmesi gerektiği yönündedir. Unutmamalıdır ki konumuz şiir tarihinin belirleyenleri olan barkod ve kolpo ikilisidir. "Şiirin tarihi barkod'larla belirlenir" önermesinin "Reyonlar" bölüm başlığının altında yer alan "Walter Benjanim neyin markasıdır?" soru cümlesi de gösteriyor ki her iki bölüm, ilişki bakımından biribirine paralel, şiire/şiir tarihine göre olumsuz-belirleyenler olarak konumlandırılmışlardır. Başka bir ifade ile şiir tarihinin yön saptırıcısıdırlar. Anonim bir figür olan Tosun özelinde düşünüllebilecek "haller"in anahtar cümlesi "Yahya ve Haşim dayanıksız tüketim malları" ifadesinde bu çok açıktır. Burada Yahya Kemal ve Ahmet Haşim, şiir tarihinin gerçek belirleyenleri olmaları gerekirken ön adları ile alınarak sıradanlaştırıldıkları gibi günübirlik tüketim nesnesi de yapılmışlardır. Aynı şekilde "Reyonlar" bölümünün anahtar cümlesi olan "Walter Benjamin neyin markasıydı?" soru cümlesi ile ünlü düşünür bir marka olarak kodlanmaktadır. Şu halde gerek sermaye gerekse tüketici kılınmış toplum, şiir dışı ama şiire etkin güçler olmaktadırlar. Gerçi bu manüplasyon bilinmiyor değil. Adorno-Horkheimer başta olmak günümüze değin bu konunun spekülasyonu çok yapıldı. Bu nedenle asıl sorgulanması gereken bütün bunların poetik bakımdan ne anlama geliyor olabilecekleridir. Zaten küçücük bir şiir kitabı (b0nus) için ağır sayılabilecek bir yük/yükümlülük altına girilmiştir ve dolayısıyla okurun, bu yükü/yükümlülüğü paylaşması istenmektedir.

Serkan Işın, zamanımızın sorunlarına, düşünür ve sanatçılarına; düşünür ve sanatçılarının düşüncelerine, yaklaşım biçimlerine açık tutuyor kendisini. İdeolojik kapanmalarla savunma pozisyonunda bulunmuyor. Kuşağı için yapılan eleştirilerin başında gelen 'rastlantısallıkla' aslında işi yok. b0nus'taki planlılık ve kurgu buna en açık örnek.Yanı sıra "geleneğe eklemlenmek" gibi saçmalıklara prim vermemesi, şiir tarihinin 'b0nus' gibi küçücük yapıtlarla bugünden kurulmakta olduğuna inandığını gösteriyor. b0nus gibi irili ufaklı her yapıtın ticaret malı (meta) olarak "barkod"lanıp piyasaya sürüleceği; tüketmeyi varoluşunun koşulu sayan topluluk için "dayanıksız tüketim malı" olarak karşılık bulacağını hesap etmese, eserin adını b0nus koymazdı. Çünkü bonus, tüketimin ödülüdür. İlginç bir ödüldür bu, tüketiciye verilir ama kazanan hep sermaye olur. "O" harfini "0" yapılıp sözcüğü okunmaz kılması da bundan. Bu haliyle b0nus, hem sözeldir hem de görsel. Sözeldir çünkü, okunamaz olduğunu bilsek de ikramiyenin sıfır olacağını ifade eden, ironik bir sözcük sayarak 'bonus' diye bir çırpıda okumamızdan. Görseldir çünkü 'b0nus' sözcüğün hecelenme imkanı/ihtimali yoktur. Bu durum, belki de 'görsel şiir'e manalı bir göndermedir. Bundan nasiplenmesi gerekenlere gelince: Eseri, ticari ürün diye barkodlayan sermaye iktidarı başta olmak üzere, sermayenin kolpocu şairi ve elbette şairin yoldaş bellediği samimi okur! Demek ki b0nus, bir yanıyla çatışmacı/polemikçi bir yanıyla da sahici kodlara sahiptir. Kuşkusuz hikaye yahut yenihikaye de buradan çıkarılacaktır. Polemikçi ve sahici kodlar dikkate alınınca herkesin hikayesinin bir olması beklenemez. Bir anlamıyla kimisininki eski, kimisinki yeni!

Bir yanıt yazın