Bu adam ölümden anlamaz
Aşktan anlar ne varsa ne bulduysa aşkta
Diyesiymiş bir kır günü solgun bir Pazar akşamında
Unuttuğunda kendini tonlarcasına yük taşımış
Aşk yüklüymüş firari hisli ve savurgan
Bir kış idi geçti ölüler baharında
Ölüler baharında gül dikmiş mezarlara
Anlardı aşktan yorgunluğunu taşırdı sonsuzluğa
Bir akşam bir Pazar akşamında
Her şeye karşılık gelen bir boğucu sevinç
Deniz dalgalıysa kirliyse gömleği
Sicilinde bir boğucu üzünç
Siz söyleyin bu adam anlar ölümden de aşktan da
Tandırlı geçmiş zamanlar yok artık
Kimlik numarası vasi tayini on beşinde duruşma var
Mal bildirim beyannamesini imzala
İzin kağıdını al şu masadan odaya gir ve bekle geç hizaya
Ekmek sırası yemek sırası imza sırası
Her şeyin bir zamanı var değil mi ama
Terler söz dokunursa kalbe boğuk ve dokunaklı kalır
Bu ona yeter dünya gelip de yaslar tüfengini ruhuna
Kime çatsa ona yeter bir kavgaydı ona yeter
Ne anlar sahi bu adam ölümden ölümlerden
Daracık odalarda apaydınlık bir adam
Siz söyleyin söyleyin Allah aşkına
Karanlık bir taşradan gelen bu adam
Ne anlar sahi aşktan ve aşklardan.