Mahkeme Kitap’ın Dolayımında Ahmet Güntan’ın Poetikası

Bir + on şiirlik performans: Mahkeme Kitap. Cümle ile başlıyor “savunmalar” serisi ile bitiyor. Her ne kadar özden ayrı düşünmek güçlüğü olsa da biçimselliği, bir bakıma, önde bu şiirlerin. Birbiri ardınca sıralanan “savunmalar” bir deneyselliğe işaret ediyor ki bunlara takılıp kalmak bana gereksiz gözüküyor. “Meselesiz biri değilim” diyen bir şairin eserindeki poetik deneyimine vakıf olmak esaslı bir tercih olarak öne alınmasını gerektirmekte zira. 

Baudelaire üzerine kaleme alınmış ünlü bir denemesinde Walter Benjamin, Kötülük Çiçekleri bağlamında Baudelaire’in, lirik şiir okurken güçlüklerle karşılaşacak okur kitlesini göz önünde bulundurduğunu; buna sebep olarak da okur düzleminde başarı kazanma şansı daha baştan az olan bir kitap yazdığını söyler. Bu tarz, “genelde şiir” varsayımına karşıdır ve “genel okur” gibi piyasa kokan davranışları da reddeder. Güntan da, toplumun şiire ayırdığı yerde gezinen şaire hoşgörüm yok, diyor. Bir yerde, bu tarzı benimseyen şairlerin ya kendisi ile okuru arasında dünyada oluş paydasında bir koşutluk varsayılır ya da okurunu şairin oluşturması gibi güç bir tercih söz konusu edilebilir. Bu durum, bir müzik eserini dinleyen iki suskun kişinin aynı yöne bakması, aynı nesnede buluşması neyse odur bir yerde. Şiir için mesele bu kadar güç olmasa da zorluk derecesinden söz edilmesini gerektiren sebeplerin bulunduğu açıktır. Benjamin’in Kötülük Çiçekleri için ileri sürdüğü görüşleri ben Mahkeme Kitap için de geçerli görüyorum kısaca. Continue reading

O, Başkası Değildir! Ah Muhsin Ünlü’nün Şiirini Anlama Denemesi

O, Başkası Değildir!

Ah Muhsin Ünlü’nün Şiirini Anlama Denemesi

                                                                                             

 

Şiirde, kişisel farklılığı yakalayan bir şair Muhsin Ünlü. Bu onun en özgün yönü kanımca. Şiirlerinde bu olgu, anlamı kendine ait kılmış izlenimi vererek, iletişime kapalı bir duruşu akla getirebilir ki bu asla doğru değildir. Bu ifade ile tersi bir anlamın varsayımını da kastediyor değiliz. Nedir kişisel farklılığı yakalamak? Çıkarsamalar yaparak açıklamaya çalışalım: Bir ustanın gölgesinde şair olma heveslileri gibi kendisini ustasına kanıtlamak üzere şiirler yazmadığı ortada. Yine, İsmet Özel’in Rönesans döneminde başladığından söz ettiği “bir güzel söz sanatı, ‘ifade-i meram’ türlerinden” şiirlere de rastlamıyoruz onda. Şiir ortamında çoğunlukta olan fakat Muhsin Ünlü’de olmayan bu ve benzer alışkanlıklar bilinçli bir biçimde elenince, farklılığın, Muhsin Ünlü’nün birey-oluşundaki ısrarından kaynaklandığını açıklıkla görme imkânı buluruz. Kendinde olan yahut kendileşmiş sözdür onda şiir. Çünkü o, başkası değildir. Continue reading

ANIMA MUNDI: İsmet Özel’in Poetika Sözlüğü

ANIMA MUNDI:

İsmet Özel’in Poetika Sözlüğü (*)
 

“Dünyaya ne halimiz varsa görelim
diye gelmedik; dünyaya gelişimiz
halimizin ne olduğunu öğrenelim diyedir.
Şiirle halimin ne olduğunu merak ettiğim
için meşgul oldum” İ.Ö.

 

Açıcı Olmalı Şiir: Günümüz Türkiye’sinde yayın alanını kaplayan şiirleri önceden hazırlanmış ve defalarca uygulanmış formüller içinde kalan, tanımlanabilir ufuklar içinde kalan ve en önemlisi bir başka yazılı metne ‘tercüme edilebilir’ cinsten şiirlerdir. Oysa ülkemiz Batılılaşma sürecine girdiğinden beri şiir hayatımızdaki yerini edebiyat ve toplum meseleleri karşısında açıcı (Arapçası fâtih) olmakla kazanmıştı. Bugün yine bizim için önemini koruyacaksa, bize yeni bir bilinç alanını açmakla bunu başarabilir (2006; 42, 43).(**) Continue reading

TROPİKA: Lale Müldür’ün Poetika Sözlüğü

TROPİKA:

Lale Müldür’ün Poetika Sözlüğü (*)
 

Ahmet Güntan: Camlı bir köşkte, kendini kalbinden vuran şair (38).

Geometrik bir zekâ, bir mimar bakışı belki, olağanüstü yapı dizeleri. Nietzsche’ye göre; mimar ne Dionizyak’tır, ne Apollonisyen. Artistik dışavurum arayan, dağları yerinden oynatan ‘Güçlü İrade’yi temsil eder. Gurur, ağırlık ve yerçekimine karşı zafer ve güç sistemi kendini bir yapıda görünür kılar. En yüksek güç ve güvence duygusu, ifadesini ‘görkemli stil’de bulur. Kendini ispata çalışmaya bir güç, hoşa gitmeye çalışmaktan hoşlanmayan, kendi içinde dinlenen, yasalar arasında bir yasa: görkemli bir stil’le kendinden konuşan şey…İşte budur (39). Continue reading

Yerinden Edilmiş Aşk – Şarkdemir’in Yerçekimi Bilgisi Şiirini Yorumlama Denemesi

Türk şiiri, içinde bulunduğu zamanın maddi koşulları başta olmak üzere bilinç ve algının değişimine bağlı olarak yeni deneyimlere kapılarını iyice açacağa benziyor. Serkan Işın’ın şiiri barkot-bonûs ile birlikte düşünme çabası işin bir yanında yer alırken, Muhsin Ünlü’de gözlemleme imkânı bulduğumuz kesintili, şizofren bilinç deneyimleri bir başka gösterge olsa gerektir. Continue reading

Şarkdemir’in Yerçekimi Bilgisi

Tembellik ve kafa karışıklığıyla


A okuması

Kitap ben-oluş üzerine kurulur. Bu ben oluş ‘Şarko’ öznesi üzerinden oluşturulur. Kitapta doğrudan bir ben oluş yoktur. Şair bize bu ben oluşu ‘Şarko’nun yokluğuyla yaşatır. Ben’in oluşu, bu yok oluşa göredir. Tabii bunları kitabın asıl bölümünü oluşturan Şarkoname’ye göre yazıyorum. Kitabını çekirdeğini bu bölüm oluşturuyor çünkü. Continue reading

T.S.Eliot’un ”Şiirin Toplumsal İşlevi” Adlı Metni Üzerine Görüşler

Belli bir duyarlık eğitiminden geçmiş her şiir okuru kendisine sunulan veya çeşitli koşullarda muhatap olduğu şiir metninin işlevi ya da belirli etkileri üzerinde düşünme gereği duyar.Günümüzde yazılan şiirin bir şey söylemesi,bir özden hareket etmesi ya  da konuşma gerekçesinin olması gerektiği üzerine düşünceler ileri sürülmüş ve sürülmektedir.Aslında her şair şiir üzerine düşünürken kendi yazdığı ya da yazılmasını istediği bir şiiri öne sürer.Metni etrafında görüşlerimizi ifade edeceğimiz Eliot da esasında bu metni yazarken kendi şiirinin işlevini gündeme getirme niyeti taşır.Şiire hayatında hatırı sayılır bir yer açan her şair adı geçen metni ciddiye almalıdır. Continue reading

Sahicilik Arayışından Cümle Kurmaya Zeynep Arkan Şiiri

2000’ler ve Zeynep Arkan Şiiri
  
          Osman Konuk,kendisiyle yapılan bir söyleşide,Tanzimat şiirinden günümüz şiirine tevarüs eden şeyin ,'sadelik’ ve ‘gerçeklik’ olduğunu söyler.Peki ,Türk şiirinin bugün ihtiyacı olan sade ve gerçek etkisi uyandıran şiirler midir,diye sorduğumuzda,bugün yazılmakta olan şiirin(sıfatlara boğulmuş,hayalci ve belirsizlik kokan şiirin)öyle Continue reading

Bozgunda Bir Şair: Hakan Kalkan

Meryem Koçaklamaları Hakan Kalkan’ın ilk şiir kitabı. Hakan’ın içkin, derin, kırgın ve üzgün bir sesi var. Kitaptaki tüm şiirler bu sesle kurulur. Bu ses, şairin kendini bulduğu bir iklimdir. Hakan kendini bu sesle kaim kılmış. Şairin bundan sonraki şiirlerini de bu ses üzerinden kuracağı açık. Kitaptaki tüm şiirlerin çözümlenmesi bu sesin çözümlenmesiyle alakalı. Continue reading

Ali K. Metin’in “Barbar Senfoni”si

Kitabın ilk şiiri olan Balon Olacak Masa’daki “yeni özne” bize Cansever’in şiiri karşıtlığında “sancak, memleket, eşekleşmenin tarihi, sevdası, memleketin dağı, taşı, uçan kuşu, bayrak, Türklük, türküler, din, iman, vatan, millet, Sakarya, öfke, fakirlik, yedi cet, yumruk” gibi değerleri getirir. Continue reading