geçiyor

geçiyor günler geri güne nerede
ağlıyor alışılmış put kendi  örs
gülüyor görüntüsü hala sırf söylesin
düşen sakıncalı kanıyor ey kalp benim
adaydı güne  değil yükseliyor kime
insanla bir sokaktan soyunma mesafelerin dilde
eşiğinde içimdeki zaman uyguladığı geçti
her şeyi dikenler kristal kullanılmıştır mahsus
batık tahta evin sürece uyarış
sis bir   yıldızlar alevden şekil verdi
kalın çatlak yeni bana sürüldü
yıkılmaz koşardım aralıkta at  bilek
toparlanmayı gökyüzünden tesadüfen yorgunuz hafıza
her şeyimi pencerede dağılmıştı alıştım içerim
zamansız çıkılır sert ona üreten
acayip ağaç kızgınlığı nerede insanda
iki masa kalabalık örs ölümler

içimdeki

içimdeki kızgınlığı insan sürüldü çatlak
dikenler kalabalık geçiyor bilek koşardım
tahta indi ağlıyor hafıza gökyüzünden
bir   birbirine gülüyor içerim pencerede
çatlak sözcük düşen üreten çıkılır
koşardım aynı adaydı insanda ağaç
gökyüzünden fırtınaya insanla ölümler masa
pencerede yanıgı eşiğinde aldanmış fırtınaya
çıkılır tutkuyla her şeyi koşan kimse
ağaç geceyi batık bıraksak geri
masa güne sis bileklerin put
fırtınaya kendi  kalın evler hala
kimse sırf yıkılmaz ateşleri kanıyor
geri ey kalp toparlanmayı dünya değil
put yükseliyor her şeyimi veriyor soyunma
hala mesafelerin zamansız çevreye zaman
kanıyor uyguladığı acayip pas kristal
değil kullanılmıştır iki trenim evin
soyunma sürece aslında tehlikeye yıldızlar
zaman alevden zaman  altmış yeni
kristal bana fırtına ömrüm aralıkta
evin at  günler geliyor tesadüfen

biz

biz havada başka bulutlar sözler
bizim mesela olarak sana bağışlar
sende gidince engellemiyor amca sanki şiir yazıyon palas
aklım dışarısı çünkü giderken kızgın
varınca sayılarla bu  böylece ağu
iyice doğrucu gösterir başka ah, dostum
sabun bulutlar benziyor olarak soylu
havada sana artık engellemiyor bundan sonraki
mesela amca sanki şiir yazıyon şiirler çünkü anılar
gidince giderken için bu  anılarda
dışarısı böylece biçimi gösterir ellerin
sayılarla başka başkaları benziyor iki
doğrucu olarak gençler artık çekme
bulutlar engellemiyor paylaşmak şiirler hattıdır
sana çünkü kabul için an
amca sanki şiir yazıyon bu  kişi biçimi ola
giderken gösterir kendi  başkaları diğer
böylece benziyor müslümanlar gençler mana
başka artık bir paylaşmak türkü
olarak şiirler önden kabul sonra
engellemiyor için sözler kişi yapan
çünkü biçimi bağışlar kendi  önemli
bu  başkaları palas müslümanlar her
gösterir gençler kızgın bir ses
benziyor paylaşmak ağu önden göre
artık kabul ah, dostum sözler somut

gitti

gitti gidince için giderken şiirler
kendine dışarısı biçimi böylece için
biz sayılarla başkaları başka biçimi
bizim doğrucu gençler olarak başkaları
sende bulutlar paylaşmak engellemiyor gençler
aklım sana kabul çünkü paylaşmak
varınca amca sanki şiir yazıyon kişi bu  kabul
iyice giderken kendi  gösterir kişi
sabun böylece müslümanlar benziyor kendi
havada başka bir artık müslümanlar
mesela olarak önden şiirler bir
gidince engellemiyor sözler için önden
dışarısı çünkü bağışlar biçimi sözler
sayılarla bu  palas başkaları bağışlar
doğrucu gösterir kızgın gençler palas
bulutlar benziyor ağu paylaşmak kızgın
sana artık ah, dostum kabul ağu
amca sanki şiir yazıyon şiirler soylu kişi ah, dostum
giderken için bundan sonraki kendi  soylu
böylece biçimi anılar müslümanlar bundan sonraki
başka başkaları anılarda bir anılar
olarak gençler ellerin önden anılarda
engellemiyor paylaşmak iki sözler ellerin
çünkü kabul çekme bağışlar iki
bu  kişi hattıdır palas çekme
gösterir kendi   kızgın hattıdır
benziyor müslümanlar  ağu
artık bir  ah, dostum
şiirler önden  soylu

mesela

mesela kendine böylece aklım şiirler
gidince biz başka varınca için
dışarısı bizim olarak iyice biçimi
sayılarla sende engellemiyor sabun başkaları
doğrucu aklım çünkü havada
bulutlar varınca bu  mesela
sana iyice gösterir gidince
amca sanki şiir yazıyon sabun benziyor dışarısı
giderken havada artık sayılarla
böylece mesela şiirler doğrucu
başka gidince için bulutlar
olarak dışarısı biçimi sana
engellemiyor sayılarla başkaları amca sanki şiir yazıyon
çünkü doğrucu  giderken
bu  bulutlar  böylece
gösterir sana  başka
benziyor amca sanki şiir yazıyon  olarak
artık giderken  engellemiyor
şiirler böylece  çünkü

Şair

şair sende dışarısı bulutlar giderken
gitti aklım sayılarla sana böylece
kendine varınca doğrucu amca sanki şiir yazıyon
biz iyice bulutlar giderken
bizim sabun sana böylece
sende havada amca sanki şiir yazıyon 
aklım mesela giderken 
varınca gidince böylece 
iyice dışarısı  
sabun sayılarla  
havada doğrucu  
mesela bulutlar  
gidince sana  
dışarısı amca sanki şiir yazıyon  
sayılarla giderken  
doğrucu böylece  
bulutlar   
sana   
amca sanki şiir yazıyon  

Kalk ve Yaralarını Sula

KALK VE YARALARINI SULA
             (SAKLI)
 
 "dolu bir boşluğu doldurup boşaltmak işimiz*"
 
Bu çiçeklerin göğü esenliği dokunuşun
Yerin iğdiş kıyımı gibi sonrasızlığa
Serin sakin ermiş yanlarıyla ışıltılı
Derinlikli sızısı bazı mutad ağrıların
İçini bir orman kılan bütün akıntılarıyla
 
Karaltısı bir şehrin akarkenki uzaklığı
Ama içinde ama koygun sathında ama bin yıllık
Sekirkiğiyle uğraksız dehlizinde kaybolmanın
Bir ayeti suçluluğu ezberlemek gibi arı
 
Ey hep kendi karasını yüklenen kuzgun belası
Bu karmaşayı kekre bulantılarla yoklayan
Sağanakta koşan atların hırçınlığı susuzluğa
Hançerede kadim soluyuşlarla yol bulan
Yazgıya bin selâmla boyun eğişin salası
 
Bu bizim iliğinden sızarken kandığımızdır
Toplumun bir yanı çöl damarının suladığı
Büyüttüğü nöbetin semptomun ağunun
Durularak bu bizim bakakaldığımızdır.
 

  *M.C.A

Dehrin Tutsak Yüzünün Başka Yolcularla da Turlardın

DEHRİN TUTSAK YÜZÜNÜ BAŞKA YOLCULARLA DA TURLARDIN

(I)
İçinin yanık kokusuyla uyanan şehirdir gövden
Varlığını ve yokluğunu bir müebbetten
Ustalıklı anlamlar çıkarabilen
Çok gün eskiten yılgınlığın aşılmaz duvarında

Kaydında koyu bir dalgınlık sonra..

(II)
İğva söylemli günlerle burada
Dehrin tutsak yüzünü başka yolcularla da turlardın

Ölüm ey bezgin buluşma
Bir alışkanlık olarak yorgun adamların
İzini süren yağma
Ey bahçesiz ham soluk
Kumunu yutkunduğum çöl
Gizini sarındığım siyah
Eteğine tutunduğum dağ
Kara karanlık mezra

İçinden atımı akıttığım geçit
Suyuna adımı yazdıran daha

(III)
İşte koru saklı tandır
Barkodlu ekmek
Yomsuz tecim gökdeleni
Ücretli ve Azrail’den izinli
Bir hafta sonu gezmesi
İçinde yaşam olmayan şiir
Gibi misillemedir

Gerçeğe aldanış ceza
Çünkü yaşam yaşam olmadığını gizlemektedir*
_______________________________________________________

*Yaşam artık yaşam olmadığını gizleyen bir ideolojiye dönüşmüştür

-Adorno-


Vaad

VAAD
Sonsuz gün batımları oluştur
Sızının o bitimsiz aksinde vadi ve çöl
Büyütüp bir yaranın çoğul otunu
Derinliğinden tenine

Bürün mevsimsizliğine acının
Ve katlarına ererek çığlıksız
Ayırdına gecikmiş bir ulak gibi
Yaşamakla son bulmayan vaadini duy

(Aralık dergisinin 17. sayısında (2004 haziran-temmuz-ağustos) yayımlanmıştır. )

Cins Divan


Cins Divan

 uvertür

 içimden geçen ırmak nerede duruyor nerede
 hızlanıyor görmeyi
isterdim kaynayınca kan olmuyor ki
beyazlar kefen rolüne çıkmış aktör manasıyla
kalmak yapayalnız dağdan da öte bir sahipsizlik
durağı
 inmek şimdi otobüsten
akabinde yüzü asfalta sürtmek Continue reading