İzdiham Kültür Sanat Dergisi

Derginin kapağında yer alan “Yaşamak Sağlığa Zararlıdır” cümlesi daha dergiyi elinize alır almaz gözünüze çarpıyor. Bugünlerde bizlere sürekli fındık, fıstık, karpuz yedireceğiz derken aslında yaşamı ve yılları tükettiğimizi aklınıza getiriyor manşetteki cümle ve haklılar diyorsunuz.

Luis Bunuel’in unutulmaz film sahnesi ile Picasso’nun karıncalı eli bir araya getirilerek değişik bir tasarım oluşturmuş İzdiham. Derginin ikinci sayfasıyla birlikte çok güzel bir tasarımla karşılaşıyorsunuz. Rahat, okunaklı, insanı yormayan bir sayfa tasarımı ile karşılaşıyorsunuz.

Derginin ilk sayısında Mehmet Girenizli, damarlarında kan yerine müzik dolaşan Bach ile müziğin dengesine kalem değdirirken, Zeliha Yurdaer, şahin görünümlü ruhunda militarist fırtınaları gizleyen dünya sinemasının imparatoru Akira Kurosawa ile Rashomon’un Kapısı’nı aralıyor.

Açlığın etkisini resimlerinde görüp geleceğine dair kaygıya düşen, akılların üzerine deliliğini boyayan Van Gogh’u, kendi mektuplarının içindeki ruhuyla bize tekrar anımsatıyor Özer Turan.

Aydoğan K., aç karnına okunmasını tavsiye ettiği “Açlık” ile midenin kitabını yazan Knut Hamsun’a değiniyor.

Dilek Akıcı; Türk sinemasının kültürümüze verdiği zararları inceleyerek, sinemamızın cenazesini kaldırıyor. İzdiham okuyucu rahatsızlarından mevtayı kaldıracak gönüllü imam arıyor!..

“Tanrım artık bir ateist olduğum için beni affet ama sen hiç Nietzsche okudun mu” diyerek yeraltından seslenen John Fante, Şeyda D. Erdem’in “burkuluş”undan okuyuca ulaşıyor.

Dünya Edebiyatı’nın “kırıklar”ından Jery Kozinski’ye değinen Fahrettin Dede; pergelle çağ okumalarına değiniyor. A. Can Trajedik’in “siyasi bir partiden derleme makas denemesi” ise sağlıktan ziyade toplum ahlakına zarar vereceği endişesiyle kısaltılıyor.

İzdiham, sağlığa şiirle zarar vermeye devam ediyor.

“İç sıkıntısı deliliktir, intihar ettirir” teşhisini koyan Antonin Artaud’a karşı :

“Doktor! Siyahlardan siyah göklerden gök yaram var” diyerek acil yardım çağırıyor.

Ve inanıyor: “Senin koşmana bakıp yaşamana inandım” diyor koşaradım giderken şiir yolunda.

Hakan Göksel’in yönetmenliğinde yayınlanan İzdiham’ın ilk sayısında Ahmet Can Kanser Zahi…, Zafer Ekin Karabay Trafik şiiri ile düş kazasında yitirilmiş çocukluğumuza geri döndürüyor bizleri. Züleyha Karadeniz Çirkin Kadın adlı eserinde şöyle sesleniyor bir şair yalnızlığıyla: Köşe başındaki köpekle arkadaş oldum; ben sırtını okşuyordum o gözlerime bakıyordu.

Emine Şimşek yenilgisine dergideki şiirinde Şanlı Yenilgi ismini takarken, “Doktor! Kirli bir elbiseden soyunacağım, içim yok” diyen Zuhurberk Silikhayta bize uzaklardan sesleniyor. Kentin Aşk Gerillası Serkan Engin, Noter Huzurunda Ölümünü ilan eden Bülent Parlak ve masalının huylarıyla yoğrulan Mustafa Yeşilkaya diğer şiiri olan şairler…

İzdiham , yaşamın en zehirli yerinden, “ bir şey ki haddini aşar, zıddına göç eder” diyerek bir kapı aralıyor…

İlk sayısı olmasının verdiği heyecanla çıktığı belli olan bu güzel derginin sonraki sayılarında İzdiham eğer kendini bulursa ülkede epey konuşulacağa benziyor…

Bir yanıt yazın