Obscurum Per Obscurius, Ignotum Per Ignotius: Enis Batur’un Poetika Sözlüğü

Batılı: Batılı, ekonomik-siyasal düzlemde öteki’nin kanını emerken bir yandan da kültürünü öğrenmeyi savsaklamamıştır (SB; 161).

Behçet Necatigil: Bkz. Ortak Dil.

Bonnefoy’nın Şiiri: Bkz. Ünlemsel Şiir.

Buraya Ait Olma: Şairin, şiirin buraya ait olması şart değildir; başka bir yere de ait olabilirler, hiçbir yer de – olabiliyorsa. Bizim şairimizi hiza açısından yanıltıp anakronikleştiren, “buraya ait olma”yı garantili bir hedef sayarak yola çıkmış olması olmuştur (SB; 163): Bkz. Yahya Kemal.

Cahit Zarifoğlu: Cahit Zarifoğlu, müslğmanlık ve salyangoz gibi kaba tanımlarla uç burçlara itilmiş bir ortamda şiirini ele veremezdi: Rilke, Trakl, Benn tarzı şairlerden dünyasına sızmış ışığı o küçük kavmin dışından kimse göremiyordu; inancının beslediği yatağın dokusundan da bir şey anlayabilecek donanımda sayılamazdı ortak bir yolculuğu paylaştığı insanlar: Morg’la musalla taşının seyrek bir alaşım oluşturduğu şiirine aslında bakakalındı, diyorum (SB; 334).

Cemal Süreya: Cemal Süreya, ilk kitabıyla bir yol açıcı olma ünvanını hak kazanan seyrek şairler arasına oturur (SB; 277).

Max Jacob, Prevert, Apollinaire olmasaydı Cemal Süreya şiiri olabilir miydi? (SB; 217).

Nedir Cemal Süreya’nın Apollinaire’den öğrendiği? İçinde yaşanılan dünyanın paramparça seyri içinden bütünlüklü, ama dağınıklığının haslığından çekinmeyen bir film kurmak. Göçebe, müthiş bir sinematografi de getirir (SB; 277, 278).

Türk şiirinin en siyasî temsilcilerinden biridir Cemal Süreya. Yasa, aile, düzen, okul, esnaf, para politikası, bağımsızlık, isyan ve benzeri temalarının zincirleme gelişlerine bakmak bir çözüm: Poetik hamcını zorlamadan, bütün bir zihniyet taramasına girişmiş, uzun uzun hesaplaşarak şiirin eksenini çözmeden ne söyleyecekse, dimdik söylemiştir. Sloganları kendi dilindendir. İmge çatısını dağıtmadan aktüel konularda açık seçik söz kurmuştur (SB; 279).

Eski biçimlerle yeni içerikler çok denendi bizim şiirimizde – ama halk edebiyatının sahici temposuyla yalnız Cemal Süreya modern bir şiir kurabildi. Bu buluşuna sığınmadı, biçimlerden ve kalıplardan çok sessel ve ritmik yararlanmalara dayanarak beslenme dozunu arttırmayı başardı (SB; 279).

Cemal Süreya’nın şiiri böyle değil midir: Uzanır uzanmaz tutabileceğimiz kadar yakın ve o an elimizden sıvışıp gidecek kadar da uçarı? (SB; 280).

Cinli Bölge: Bkz. Gövde Siyaseti ve Şiir.

Çağ, Çağımız: Şiirin, koyulmuş barikatları çoktan aştığı bir çağdayız – şairin seçtiklerini, benimsediklerini saymayacak olursak (SD; 63). Bkz. Alışkanlık.

Yenilikleri öylesine çabuk eskiten bir çağı tamamlıyoruz ki (SB; 264).

Bir yanıt yazın