Sonunda Çağrılan Yakup

Asmalımescit bölgesinde bulunan ve özellikle kültürsanat camiasının müdavimi olduğu Yakup2 adlı meyhanenin sahibi Yakup Aslan, dün tedavi gördüğü Acıbadem Fulya Hastanesi'nde 63 yaşında hayatını kaybetti. Yine Asmalımescit'te bulunan Refik Meyhanesi'nin sahibi, amcası Refik Aslan sayesinde çok küçük yaşta Rize'den İstanbul'a gelen Yakup Aslan, burada bir süre çalıştıktan sonra, önce Yakup 1'i, 1982 yılında da Yakup 2'yi açmıştı. Özellikle kültür-sanat ve basın mensuplarının uğrak yeri olmasıyla dikkat çeken mekan, müdavimlerinin portrelerini barındıran bir sergiye de ev sahipliği yapmıştı. Mekanda, sıkça gelen yazarların kitaplarının yer aldığı bir de kütüphane bulunuyor. Ünlü şair Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup" adlı bir şiirinde adını da zikrettiği Yakup Aslan'ın cenazesi bugün Zincirlikuyu camisinde kılınacak ikindi namazından sonra aynı yerde toprağa verilecek. 





MÜDAVİMLERİ ANLATTI 


Komet (RESSAM): 
"Yakup Aslan ile 1970'li yıllarda Edip Cansever'in de dahil olduğu bütün edebiyat ve sanat camiasıyla birlikte Refik'te toplanırken tanışmıştım. Vefatını duyduğumda çok üzüldüm. Bambaşka bir insandı." 


Selim İleri (YAZAR): "35 yıllık dostumdu. Çok sevdiğim bir insandı. Bir benzeri daha olmayan bir mekanı kendi başına var etmiş ve Türkiye'ye, özellikle de sanatçılara armağan etmişti. Çok özleyeceğim."


Okay Gönensin (GAZETECİ): "Yakup Aslan, insanların mutlu olmasıyla mutlu olan, onların keyif almasından keyif alan bir insandı. O herkesin dostuydu. Allah rahmet eylesin."(sabah)

 

O muazzam şiiri bir daha okumak gerekiyor…..

 

Eskittiğimiz Yalnızlıklar İşe Yaramıyor: Edip Cansever’in Poetika Sözlüğü

Eskittiğimiz Yalnızlıklar İşe Yaramıyor:
Edip Cansever’in Poetika Sözlüğü 

“Benim giysilerim başka bugün: Sıkıntı, suçluluk duygusu, bir tuhaf acı”
(Edip Cansever)

Acı: Bir bakıma acı olmayan ne var? Biz isteyelim de, herhangi bir şey acı olmasın; bir olay, herhangi bir şey… İnsan acıdan yapılmıştır; demenin çok yüce bir anlamı var (59).(**)

Ahmet Hamdi Tanpınar: Ortaokuldayım. Tanpınar’ın kardeşi Kenan Bey velim (66)

İlk kitabımı, İkindi Üstü’nü o sıralar çıkarıyorum (..) Önüme gelene veriyor ya da yolluyorum. Varlık’ta Melih Cevdet’in kısa bir tanıtması çıkıyor. Seviniyorum. Orhan Veli, sanırım adı “Karikatürden Şiir” adlı bir yazı yazıyor. Benim bir mısramı alarak, böyle mısra yazılmaz anlamına bir şeyler söylüyor. (..) Oysa şimdi mısra hep böyle yazılıyor. Ha, kitabı yayımlamadan önce Tanpınar görmek istiyor, bir ramazan günü, Tünel’de Narmanlı Yurdu’ndaki yerine gidiyorum. Çay fincanlarının içinde kahve getiriyor ve başlıyor okumaya. (Merakla bekledim, bekledim. Bitirdi, gözlüğünü çıkarıp masaya koydu. Ve dedi: Bunlar çok güzel şeyler, ama çok. Ne var ki hiçbir şiir değil”. Hiçbir şey anlamadım tabii. Bütün odayı röprodüksiyonlarla doldurdu, bana uzun uzun resim anlattı, müzikten, Valery’den söz açtı. Bir süre sonra çıktım. Doğru Haşet’e gittim. Bir sürü resim aldım, Valery’nin Melange’ını aldım. Ertesi gün bir Fransızca hocası tuttum, aylarca ders aldım (67).

Alkol: Alkolle işleyen bir saatim var şimdi. Kimi zaman sabahlıyorum (57).

Bugüne kadar içkiliyken tek satır yazmış değilim. Ben çok sağlıklı bir kafayla yazarım. Hem sağlıklı bir kafayla, hem de küçük, ufak tefek mutluluklarla şiir yazmayı deniyorum, ya da yapabiliyorum. Alkolle katiyen. Alkol beni tamamen uyuşturur (299).
Continue reading