Yara

YARA

(I)

Bir gülün enginden yere doğru sarkışı

Gibi cerenler düşü anısı bozkırının

Kısık sesli bir aryayla saygıyla

Yeniden ve daima susar gibi bir şarkıyı

Günlerin ağusuyla çırpılanmış zamana

İçe doğru bir yazıt bir şizofren ağrısı

Şakağından emilen çarpıntılı mektuplar

Aşkınlığın gürzüne değen ok işareti

Kurban edilen putun sunağını okşayan

Beyaz suların duası yılgınlığın çanı

(ıı)

Ben ki bu kesif yaranın karanlığını

Tanrı’nın sesiyle işli bir anıt sanırdım

Sanırdım ki kan, güllerin remzidir Allah’a aktığı

Nehri sebile kesmiş bir bildiridir saf yürek

Boşluğun şavkıdığı sonsuz bir kalp atımı

Ölümü ve dirimi sonsuzca tüketerek

Gülünç ve kirli bir zamanın mezarlığını suladım.

Bir yarayı ağırladım uçsuz ve diri bunu ben bilirim

Hiçliğin burcuna çekili soykadır tenim bunu da bilirim

Teslimiyetin kalesinde yenik başlanmış bir cengi devam ettiririm

Kimsenin savaşı kendinde başlamaz/ tevhit bir pusattır çetin

kendini yaralayabilenlerin eskittiği, yaralanmazlardan budur iğrentim

Benim yol gösterenim yoldan arı duranların baktığıdır

Karanlığım pus düşüren fırtına işli kanava

Yaralı bir hayvanın şehvetiyle dirim, onu yaşamakla kirletirim

Savaşım ırak düşenlerin savaşı, şarkım âmâların tanıklığı

Bir kesişme bir vedâ bir vaad bir gün batımı.

Bir yanıt yazın